Bebeleri dizlerinin dibinde;
Tükenmek bilmeyen bir nöbet!
Çeker tülünü, güneşliğini
Sıra, sıra kavaklar...
Ardında, dorukları karlı
Ton ton mavi dağlar.
Altta yemyeşil ebruli bir doğa,
Üstte berrak mavi gökyüzü;
Ne harika bir manzara!
Vuslata ermiş sevgililer gibi
Yeşile bürünmüş doğaya
Sımsıkı sarılır demiryolu;
Gökyüzüne uzanan bir merdiven gibi!
Üstünde demiryolcular.
Velhasıl hummalı bir çalışma!
Kiminde kürek,
Kiminde kazma,
Hepsinde, mangal gibi bir yürek!
Heyhat, tepelerinde bekler tepelerinde
Gitmez öteye
Tansiyonu yükselen kızgın güneş;
Ne gölgesi?
Ne kaytarması?
Üstünde herkes görevinin üstünde
Çalışırlar harıl, harıl...
Amaçları, birer ekmek,
Pası silinmiş bir yol,
Bir VATAN ki ışıl, ışıl!
Kimdi?
Ne demişti?
Bir yaygaradır kopar;
Öksürükler aksırıklar...
Sahicisi, sahtesi…
Didişler, gülüşler...
Tatlı bir çalışma,
Tatlı bir muhabbet;
Bazen renk değiştirir
Aniden sertleşen hava gibi;
Kiminin gözleri,
Kiminin yüreği fırlar yerinden.
Bir tarafta değişecek rayla boğuşanlar,
Diğer tarafta hırlaşanlar…
Nihayet, değişir raylar
Tamamlanır iş!
Toplanır malzemeler,
Son bulur didiş.
El ele, gönül gönüle,
Şaka – dalaş…
Bir iş daha tamamlanır böylece.
Dimdik yürürler dimdik!
Birbirinden gizlerler
Yorgunluğunu günün…
Gözleri sevinçten pırıl pırıl!
Amaçları; birer ekmek,
Pası silinmiş bir yol,
Bir VATAN ki, ışıl, ışıl!
Kayıt Tarihi : 31.3.2007 22:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!