-Işıkları kapayın
ışıkları,
Bir derdim var bu gece,
Derdin kime;
Ne alıp veremediğin var ışıklar ile..
Dinsiz ahmak.
-Gereksiz bir tasa,
gereksiz bir elem,
aha işte tam şuracıkta
yutamıyorum
gereksiz bir kalp çarpıntısı,
İşte! ;
Uyuyor insanlığım,
Nöbet teslimi yapıldı,
sokaklar devlerin,
kahır cüceleri yanan bir lamba arıyor
hemen kapatın ışıkları,
İşte uyuyor insanlığım,
mışıl,mışıl
Dudaklarında bir ıslık;
Yorgunluk türküsü olmalı,
ah sizi gidi zavallı eşek arıları,
-Işıkları açın birer birer,
gitti cüceler,
uyanın millet,
uyanın!
kaldırın gözkapaklarınızı,
bir derdim var bu gece,
-Senin dertsiz olduğun bir gece mi var?
ya sırılsıklam aşk budalası,
ki heyecan bırakmaz yakanı
ya sureti aşık bir gurur,
bir kuruntu sendeki,
bir bahane yumağı,
sen karanlıktan da aydınlıktan da korkanlardansın,
-Işıkları yakın!
açın ışıkları birer birer,
korkuyorum karanlıktan,
beni yutuyor,
ruhumu vantuzluyor
duygularım,
ah duyduklarım
Aşkı çalımladığım her gece;
gaipten sesler işitiyorum,
bir inleme bir feryat
suratı asık bir büs gibi
yaklaşıyor gururum sinsice,
Yusuf’un kuyudaki gölgesi,
İbrahim’in Cibrile kaprisi
hikayeler hikayeler,
yakamı bırakmıyor karanlık gecelerde
karanlıklar,
ben karanlıklara ait değilim,
velev ki;
gözlerim kamaşıyor aydınlıktan,
güneş de ay da ruhumu incitir,
gündüz zebur
gece incil
uykumda Tevrat ayetleri bırakmıyor peşimi
Oysaki ben…
Oysaki ben bir mevaliyim.
güneşin boynunda tırtılım ben,
ayın yortusunda bir kelebek…
doğduğum ilk günden ahraz edildim,
korkuyorum söylemeye…
Ben karanlıkta yitirdim,
Ben karanlıkta yitirdim,
Ben,
Karanlık,
Yitirdim.
-Anaokul önlüğümü getirin,
Ben okula gideceğim.
-Sen hepten kafayı yemişsin
Acıktığında aç
Susadığında su
Nedir senin derdin?
Gecenin bir yarısı,
Gereksiz bin bir türlü düşünce aklında,
Gereksiz bin bir türlü duygu çarpıyor yüreğinde,
Bir kağıt,
Bir kalem,
Bir cetvel versem,
Sen kendini çizemezsin
Oysa ki bir silgi,
Ne çok ihtiyacın vardır kim bilir,
Evet bir silgi…
-ne çok konuşursun sen
ne gereksiz
bırak yakamı
doğduğum ilk günden beri
bırak
bırak da şu yanan zavallı mum gibi bende biteyim.
zavallı nasıl da boynunu bükmüş karanlığa,
ağlasam sönüvercek,
kim bilir kime sevdalı,
ne alacağı var ki şu karanlığın mumlardan,
titrete titrete ağlatıyor
aldatıyor,
kandırıyor,
yananları da,
sahi;
neden yanmıyor bu karanlıklar?
binbir çeşit ilişkide,
alev ile karanlık sevişiyor,
bak duvarlar merakla röntenliyor,
-karanlığın fahişesi mi bu mumlar,
niçin boyun eğmekte,
beti benzi atmış,
zifrini tükürüyor hafif bir esintiyle karanlık muma,
bu mum kime secde ediyor?
karanlığa mı yoksa onun rüzgarlarına mı?
Görmüyorsun,
Duymuyorsun,
Bir defter bir kalem bir masal,
yazıyor,çiziyor duruyorsun
Bu mumlar kime kalp çarpıyor?
Bu karanlığın alıp veremediği ne şu zavallı mumla,
Işıkları yakın,
uyanın insanlığım
mumlar karanlığa aşık,
rüzgarlar mumlara,
Ve ben;
İşim gücüm yokmuş gibi
-Seni seviyorum…
Kayıt Tarihi : 27.10.2016 19:53:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Kızılkaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/10/27/isiklar-23.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!