“Dirlik aslanıyız, dirlik:
Dalga dalga gelenlerin sancısıyız;
Öyle sendeleyip de durmayız, düşersek düşeriz.
Kazansın çünkü tecrübe.
Düşsek de kalkarız, ama az düşeriz;
Düştükçe düşmeyi öğrenenlerdeniz! ”
Diye haykırdı, iki ayrı yaka’sını
Bir arada tutan ortak bölge,
Işık konisinin:
Sonra, “karnım acıktı.” dedi.
Sezgi duyan insanları mı düşlüyorsun çevrende?
Kişi için pek zor; duymayan, sezgi bile!
Söz edemeyiz ne olduğundan, varlığın;
Varlığın ardında ‘olmayan şey’, yok iken.
Boşluğun dışında ne var denilebilir mi?
Hiç, bir şey sezilebilir mi, var olan zaten?
-Öğrenemez tembellik bilmeyen
Bir ağustos böceği, nağmeleri;
Ancak bir meşale ilerler güvenle bir mağarada:
Işığı göremezsin kor gibi yanan alevin içinde;
Bir ışın, hızını arttırmaz başka bir ışının;
Onun üzerine binen. -
(Öte yandan, aslında aynısını demek
ya -bir ifadesidir matematik veya
Deneyimleme, bunun da.)
Ya da kum saatinin dışında?
Işık konisinin dışında -
Bir yönüyle geleceğe akan; diğeriyle, geçmişe …
Ve oradadır, orta yerdedir:
Köprü, gelecek ile geçmişi tutan;
(Yitiklerden fısıltı seslenen-kadim öngörü’sü.)
Sanki omurgasıdır bu kum saatinin
Geçmiş etkiler o noktayı, bu omurgayı,
bu bilyeyi ve aynı konum etkiler geleceği.
*
Dikey sırıtan bu kum saati
Gelecek, yukarısı onun belinden, mazi aşağısı.
Peki geçmiş istikbali doğrudan da etkiler mi;
Kum saatinin belini- köprü’yü- an’ı etkileyerek,
Etki istikbale edebilmesi gibi?
: Sezgi duyan insanları mı düşlüyorsun çevrende;
Kişi için pek zor; duymayan, sezgi bile!
Bazıları için diyebiliriz, durum buysa
Doğrudan da etkileyebilir
Şu halde geçmiş, geleceği.
*
Işık hızına yakın uzaklaşan galaksilerin;
Sadece göze aldatmaca olduğuna saplanıp
Kalmış bir zihin; özgür olabilir, ne kadar?
‘İnadına sahte kurgulanan bir
Fiziksel teorem’ gibi anlamsız bir şeydir bu:
Düşünmeseydi Copernicus ve
Düşünseydi öküzün boynuzlarını;
O gazaba getirmez miydi asıl, öküzü?
Batıl’ı savunmadı, düşündü -
Yine de bir din adamıydı:
Yaratıcı olabilir bir din adamı, düşündüğünde;
Yarış kazanması en muhtemeldir
Maratoncunun; olağandır piknik tip olması,
Tonton, semirtilmiş, besili bir çocuğun.
Işık hızına yaklaşan bir hızda devinen;
Yüz milyarlarca güneşi içinde barındıran
Gökadaların da ışığa yakın hızda oluşu
Böylesine olağan -
Göz ile sadece algılanıldığı sanılan.
Işığın hızını kovalaması galaksilerin
Göreli bir şey midir sanki?
Hidrojen burada ve orada aynısı:
Atom burada ve o kuasar’larda;
Daha ötede kuasarlar on iki milyar ışık yılından
-Kolay ise bunu hissetmek,
Canın’ın kanında …
*
İnsanların uzaklaşması değil
Gidişatına paralel, gökadaların.
İnsanlardan, kendileri mi sebep oluyorlar;
Galaksilerin uzaklaşmasının?
Aslında Copernicus’un,
Çelişmez görüşüyle bu:
Din adamıydı o; ama gerçeği
Buldu düşünerek, bir cümle içerisinde.
Kutsal kitaplardaki umudu bilirsin:
“Ol! ” der ve ‘Olur’
Yani ‘ilham’ = Copernicus’un yanılgı
Olmayışı, bu da eşittir
Evrendeki galaksilerin insanlar tarafından
Uzaklaştırılışının; kotarılmayışı,
Galaksiler tarafından...
Ki bunda bir nokta daha var ki önemli:
İnsanlar bunu yaparken gerçekten bilmiyor;
Bilmeleri ama onların,
En güzel’e yol almak için de gerekmiyor.
Yani her şey zaten var; sadece anlık olaylar
Ortaya cıkarıyor, olabilecek iyi ve kötü'yü.
Buna karşı, iyi ve kotu içimizde;
Fakat ayırmak onları birbirinden, elimizde …
-
Not: güneyden can dostumuza, bu konuda
kısa görüş alışverişimiz için teşekkür ederim
Kayıt Tarihi : 28.6.2004 14:41:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Akın Akça](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/06/28/isik-konisi-2.jpg)
tebrikler..
TÜM YORUMLAR (3)