Damağımdaki kekre tadın
Gözümdeki bulanıklığın
Kulağımdaki uğultunun
Elimdeki karıncalanmanın
Burnumun kokusuz kalmasının
Sebebi hikmeti!
Söyle seni nasıl yazayım…
Baharları dallardan indiren
Ne rüzgardır ne güneş
Anladım ki vazgeçme hali
Her şeyden başta bitiriyor, her şeyi
Öyküsünü, yazarak yaşayan
İşte budur, şairin hali
Yani sıkıcı ve sinir bozucu
İrade diye haykıran
İşte irade sende…
Akdenizde mi başladı
Yoksa egemiydi
Homer nerden bıraktıysa oradan mıydı yoksa
Bir nehir kurumuştu
Yatağında ölü balıklar
Denizden tuz kokusu getiren rüzgarla kavruluyordu
Her şey makul ve olağandı
Oysa bir kabuk yaradan kalkıyordu…
Kahramanı olan masallarda kan var
Bu yüzden kahraman aramıyordu
Ama her insan
Biraz kan, biraz meni, biraz gözyaşı değil midir?
İşte oradan geliyordu…
İnsan bulunmuş olanlarla
İnsan olanlar arasında
Koskoca çizgilerle bir dünya
Siyah elde, sarı kafa derisi
Sarı elde, siyah kafa derisi
Müslümanın eli hristiyanın gözünde
Yahudinin eli ikisinin de gözünde
Ya da ikisin dört eli yahudinin gözünde
İbrahim işinde gücünde
Ve dilinde…
“Allah “
Ne senin inkarınla kaybolur
Ne senin ispatınla var olur
İnsanoğlu dinle!
işte bu minval üzerine…
Yalan yazılmış ve tahrip edilmiş
Tarih kitaplarının
kanlı sayfalarında
mürekepten kahramanlar fışkırıyordu
bazıları betondular, henüz…
bazıları toz oldular…
ibrahimden, muhammede
ortadoğuda put kırmaktan
peygamberler yoruldu
Allah vazgeçti helak etmekten
Ve peygamber göndermekten
Puta tapan, şeytan soytarıları
Bıkmadılar put yapmaktan
Ve daha kötüsü ona tapmaktan
Ve Daha da kötüsü Allaha bile, puta tapar gibi tapmaktan…
Böylece…
Seni sevdim ben
Rüzgar vurur, dal titrer ya
Yağmur yağar, toprak kokar ya
Kar yağar, için üşür ya
Bahar gelir güneş doğar ya
Yaz gelir doğa çoşar ya
İşte öyle
Yani seni sevmem doğaldı
Demek istediğim
Sevdim seni ben ve bu olağandı…
İçimdeki hormonlara yorma
Çıplak rüyalar görmeyeli çok oldu
Ergen aşklarımsa güldü ve soldu…
Sıcaklığın, yaban yanıma vursa da
Sesin kulaklarımda yankı bulsa da
Damağımda biraz kanın olsa da
Ellerimde sıcaklığın kalsa da
Burnumda kokun iz bıraksa da
Vazgeçilmez olmadın, hiçbir zaman
Ve kendimden vazgeçecek kadar, hasta
Olmadım hiçbir zaman…
Ama güzeldi yine de, hatıralar
Bütün karanlığımı silen, ışığın güzelliği
Serçeye dönen kalbim
Düşünmekten uyuşan beynim
Ve muhteşem yıkılışım…
Ben bir şeyi sevdiysem
Onu o eden her şeyiyle severim
Onu var eden her şeyi severim
Ve
Senin, öte kalan yanın
Yediklerinden sonra kustuğun veya sıçtığın değildir…
Senin öte kalan yanın
Düşünce kalıbına sığmayan ve giremeyen değildir
Senin benim bahşettiklerimden öte kalan yanın
Yaşayamadığın ve yaşatamadığın değildir
Bütün bayanlar bayağı dese de birileri
Ve buna inanmam için, ortada bunca sebep olsa da
Bu bile değildir…
Yangından sonraki kül hüznüdür.
Sen bir şeyi tükettin
Ben bir şeyi yaşadım farkıdır…
Tüketmek haz verir…
Yaşamaksa eksiltir biraz, çünkü karşılığı ömürle ödenir….
İşte
Her hastalık gibi
Bu da geçti
Bünye artık daha güçlü…
01.11.2006
bu şiir 6 ay da altı ayrı şehirde yazıldı….
Kayıt Tarihi : 1.11.2006 10:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!