İşidin Ey Yarenler Şiiri - Yunus Emre

Yunus Emre
176

ŞİİR


1010

TAKİPÇİ

İşidin Ey Yarenler

İşidin ey yarenler aşk bir güneşe benzer
Aşık olmayan gönül misal-i taşa benzer

Taş gönülde ne biter dilinde ağu tüter
Nice yumşak söylese sözü savaşa benzer

Aşk erinin gül yüzü yumşanır muma döner
Taş gönüller kararmış şol yavuz kışa benzer

Münkir işini bilmez işi ileri gelmez
Nice tâbir eylesen anlanmaz düşe benzer

Hırs anı almışdürür nefsine kalmışdürür
Kendi tatlı canına yavuz yoldaşa benzer

Aşk kudret küresidir sızdırır âşıkları
Halden hale döndürür andan gümüşe benzer

Âşık canı dinlemez tâ dosta ermeyince
Dünyada kararı yok pervazlı kuşa benzer

Ol sultan kapısında ol Hazret tapusunda
Âşıkların yıldızı her dem çavuşa benzer

Geç Yunus endişeden ne gerek bu pîşeden
Önden ere aşk gerek andan dervişe benzer

Yunus Emre
Kayıt Tarihi : 30.8.2008 11:55:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr

    Güzel sohbetler, seviyeli tartışmalar...
    Sevindirici...

    Sadece aşk üzerine söyleyeceğim ben:
    Aşk başlıbaşına bir kavramdır. Yeryüzünde en çok karşı cinsler arasında görülmesi çok anlaşılır olmakla birlikte her zaman böyle olması asla şart değildir. Bu yüzdendir ki, aşkı doğrudan cinsel cazibe ile ilgili bir kavram zannedenler iftira ettiler Hz. Mevlânâ'ya. (Sadece hormonlara indirgenemeyeceğini vurgulamaya çalışıyorum.)

    Evet, maddi evrende ana baba sevgisinden tutun karşı cinse sevgi, memleket sevgisi dahil olmak üzere hemen her sevgi ve aklınıza gelebilecek başka her tür arzu ve isteğin altında esasen doğrudan veya dolaylı bir menfaat bulunabilirken, aşk, kayıtsız şartsız sevmektir. Aşk unutamamaktır. Aşk kusur bulamamaktır (bulmamak değil) . Aşk sevilen yanında hiç olmaktır.

    Sonuç: Aşk öyle bir sevgidir ki bilinen maddi alemde akla mantığa sığacak herhangi bir makul sebep ve hatta gerekliliği yoktur. Dolayısıyla ortalıkta sandığınız kadar fazla aşık da yoktur. Bu kelimeyi kullanıp aşık oldum demeleri onları âşık eylemez. Ama gerçekten âşık olanlar var ve biri işte tam bu sayfanın üstünde duruyor :)

    Kendisi yok olmuştu.
    Söyleyene bakmadık bu yüzden, söyletene baktık.
    Nasıl çok sevdiğimiz evladımıza yakınlık gösteren birine yakınlık duyarsak, sevdiği bizi sevsin diye sevdik onu.

    Cevap Yaz
  • Hasan Tan
    Hasan Tan

    İşidin ey yarenler! Bir kadın bir uçurumdan yuvarlanmaya başladı mı, artık onun yuvarlanışını nihayete erdirecek hiç bir nokta yoktur..!

    Cevap Yaz
  • Perihan Pehlivan
    Perihan Pehlivan

    güzel anlatım. aşkı seda insanı olgunlaştırır. çile çekmeyi sabrettmeyi öğretir. zamanı, yaşamı, yaşamın anlamını kavratır.

    Cevap Yaz
  • Cevat Nedim Yalın
    Cevat Nedim Yalın

    sayın 'YANILTAN IŞIKLAR' yazdığınız muhteşem kompozisyonu okudum benim gözden kaçırdığım bir olayı yazmışsınız sanatsal zeka evet çok haklısınız olayın düğümünü bu söz çözdü sanırım..

    Cevap Yaz
  • Fikret Şahin
    Fikret Şahin

    Sayın Kemal Bey,

    Son yazdığınız yorumlardan; tüm iyi niyetlerinize rağmen,büyük bir çelişkide
    olduğunuzu üzülerek okudum.
    Duygusal bunalımlardan kurtulmuş, aklen sağlıklı bir toplum olabilmemiz için
    şairlerimizin de aynı çizgide olmasının gerektiğini vurguladığınızı çok iyi anımsıyorum.

    Ve bugün yazdığınız ;şairlerin akıllarıyla şair olamayacağı,aklın aşkın önüne geçip
    onu şairlikten uzaklaştıracağı düşüncenizi birkaç kez okudum ve inanamadım.

    Çok basit bir gerçeği gözden kaçırmışsınız ki o da şu;zeka seviyesi bir insan kadar
    gelişmiş bir robot aşık olabilir miydi???
    Haklı olduğunuz tek nokta bu. Hayır, kesinlikle olamazdı...
    Ama, malesef unuttuğunuz gerçek ; İnsanların en zekisinin bile,bir robot gibi,
    bütünüyle mantıkla yaşamlarını sürdüremedikleridir. Bu tür insanlar yok mu, evet
    var ve normalin çok dışında oldukları için ruhsal tedavi altındadırlar büyük olasılıkla.

    Aşk,insanların hayvansal içgüdülerinin göstergesinden başka hiç birşey değildir.
    Belli yaşlarda belli hormonların etkisiyle tavırlarımızın,düşüncelerimizin,duygularımızın
    ne kadar şekillendiğini bilim tamamen ispatlamıştır ve bu içgüdülerin bizi tamamen
    yönetmesinden , değişik derecelerde, tek kurtaran şey de aklımızdır.
    Değişik derecelerde dedim,çünkü ;bunu, ya hormonlarının güçlülüğüyle,ya da
    kontrolunun yetersizliğiyle halledemeyen , bunalımlarından kurtulamayan
    veya beynindeki kimyasal dengesizliklerden dolayı gerçekler dışında
    yaşayan milyonlarca insan vardır.
    Bu duygusal fırtınaları sürekli yaşayan bireylerin içinde inanılmaz zekasıyla ,inanılmaz
    sanat eserler yaratmış kişilerin (Bethoven, Van Gogh gibi , saymakla bitirilmeyecek
    sanatçıların)varlığını inkar etmek hangi akla hitap eder bilemiyeceğim.
    Sakın ha sakın,dediğme geldiniz demeyin,çünkü; bu insanlar,kesinlikle , bu eserleri
    duygularının derinliğiyle değil,aynı anda taşıdıkları sanatsal zekalarıyla yaratmışlardır .
    Evet, bizler duygularının,içgüdülerin esiri, fakat akıllarıyla bir yerlere gelmeye çalışan
    basit canlılarız.
    Bu çelişkinin içinde kendi yarattığımız fırtınalar ise sorunlarımıza sorun eklemekten
    ileri gidememiştir.
    İstediğiniz o güzel toplumu ; insanların günü gününe uymayan,fırtınalı,bencil,
    istikrarsız duygularıyla yaratmanız inanın imkansız bir hayal olurdu.Gelişmiş tüm
    toplumların güvenilir,istikrarlı yapılarını oluşturan tek ve tek şey akıldır.

    Duygular ;bir eserin yapı taşı olabailir ama o eseri yaratan tek şey akıldır ,yoksa
    zekası gelişmemiş hayvanların da büyük eserlerini görmek mümkün olurdu.

    Ve ilk katı oldukça güzel yapılmış ama devamı getirilememiş bir ev de yapılabilir ,
    konuya iyi girilmiş ama sonra dağıtılmış,saçmalamış bir şiir de yazılabilir. Bunu
    becerebilmek için uzun uzun roman yazmaya gerek yoktur. En kısa yazılmış şiirden,
    roman gibi uzayıp giden tüm şiirler de buna dahildir.

    Çok uzattım galiba..
    İnsanlığımızı unutmadan, aklın ve bilimin hükmettiği günlerin yakın olması dileğiyle.
    Sonsuz Saygılar Herkese..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (13)

Yunus Emre