İŞÇİ
ÇOCUK
SENİ
SEVİYORUM!
Bir çocuk görürüm
her öğlen,
Fabrikanın yemekhanesinde.
Henüz çocuk,
on üç,
on dört yaşında.
Çocuk küçük
ama adam gibi çocuk.
Çocuk işçi;
bir ceket giymiş sırtına,
Çocuk küçük,
ceketi büyük.
Minik elleri
içinde kalmış yenlerinin.
Gelir garip,
sanki sıkılırmışçasına,
girer sıraya.
Yemeğini alır,
hızlanır boş bir masaya,
Beyefendi edasıyla
ceketini çıkarır,
Sandalyesine asar
ve oturur,
Önce bir yudum su içer,
Sonra doyurur karnını.
Sorarlar çocuğa;
“nerde çalışıyorsun? ” diye,
“betoncuda” der, betoncuda.
Dışarıda ayazın altında,
Betonculuk yapar çocuk.
Hey güzel kardeşim,
Güzel işçi çocuk.
İsterdim ki;
O ceket sırtına,
tam oturmalıydı,
Altında da temiz bir gömlek,
Güzel bir kravatla,
Okul sıralarında,
oturmalıydın şimdi,
Yemekhane
masalarında değil,
Simit kuyruğuna,
girmeliydin kantinde,
Fabrikada
yemek kuyruğuna değil.
Bunları sen benden;
daha çok,
isterdin tabii ki.
Sen küçük
değilsin işçi çocuk,
Utanma sıkılma öyle.
Dimdik durmalı başın,
Onurlu ve
kararlı olmalısın.
Senin suçun değil,
Çocuk yaşta;
işçi olmak.
Mahzun durma öyle,
Suç hepimizin.
30.Kasım.95
Kayıt Tarihi : 2.5.2007 17:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!