Küçük bir mescidde dursam namaza,
Ya vakit, ya şükür, veyahut kaza.
Aşkımdan dillere gelse her aza
Rızana erişen kullardan olsam,
Allah"ım ne olur secdede ölsem.
Ne gülüşün, ne sesin, ne de ılık nefesin
Hayalimde kalmadı, işte seni unuttum.
Mutluluk benden uzak, benden başka herkesin,
Ne anılar, ne bahar, beni bir ben avuttum,
Hazanda yaprak gibi hayalini kuruttum.
İçimde dinmeyen bir fırtına var
Estikçe koparır canımdan bir can.
Tarümar edecek gönlümü arar.
Faydasız, etsem de feryad-ı figan,
Acımaz, öldürür, dinlemez aman.
Karlı dağlar ardında benim memleketim var,
Hasretiyle yandığım nazlı yardır Erzurum.
Yaralı yüreğimi gel dadaşım gel de sar,
Dertlerimin ilacı sende vardır Erzurum.
Ah bir orada olsam, gezsem caddelerini,
Özledim o buz gibi akan çeşmelerini
Dersem mis gibi kokan yayla çiçeklerini,
Kokladıkça solmayan bir demettir Erzurum.
Lala Paşa Camiin, Çifte Minarelerin
Taş Mağazan, Taş Hanın ve de mer,dreselerin...
Her köşenin başında o eşsiz camilerin,
Dinimizin yaşayan tarihidir Erzurum.
Abdurrahman Gazinle Palandöken bambaşka,
O mübarek zâtlarla insan geliyor aşka.
Türbelerin bir başka, mescitlerin bir başka,
Gönlüme huzur veren bir sevdadır Erzurum.
Her köşende tarih var nice hanın, hamamın,
Tabyalardaki zafer Nene Hatun Anamın.
Dadaş, hakkından geldi sinsi, kahpe düşmanın,
Kahraman dadaşıyla bir destandır Erzum.
Hele can dadaşlarım kişnesin yağız atlar
Cirit dendiği zaman yüreğim başka atar
Gardaş naralarıyla titrer bütün meydanlar,
Yiğidin nam saldığı bir diyardır Erzurum.
Aşotulu çorbanı içsem yaylalarında
Dürüm edip kıtlasam civil peynir yanında.
Her şeyinde şifa var, tereyğın, balında,
Barış balı toplayan bir arıdır Erzurum.
Acem ekmeği ile kebabı dürüm etsem
Cennet Çeşme suyundan yayla ayranı içsem,
Üstüne de kadayıf dolmalarını yesem,
Yedikçe zenginleşen bir sofradır Erzurum.
Getirin şu çayları şeker kıtlama olsun
İçtikçe gönlümüze sevgi, muhabbet dolsun.
Aşıklar sazlarına yürekleriyle vursun,
Reyhani, Sümmaninn mekanıdır Erzurum.
Doğanım Erzurumu yaşamak lazım gardaş,
Yine Ondan ayrıyım, yine gözlerimde yaş.
Gönlüm diyor; şu yüce dağları koşarak aş,
Uğrunda öleceğim aşığımdır Erzurum...
DOĞAN ÜLKÜ DADAŞOĞLU
(İsa Murat BULUT)
Bir kuş olup uçsam
Kaybolan ümitlerimin ardından.
Ya da yelken açıp savrulsam aşkımın rüzgarıyla...
Deniz, benim için söylese tüm şarlıkarını
Dalgalar yüreğimde kabarıp,
Alıp götürese dertlerimi okyanuslara
Bir kuş olup uçsam
Kaybolan ümitlerimin ardından.
Ya da
Yelken açıp savrulsam aşkımın rüzgarıyla...
Deniz benim için söylese şarkısını,
Dalgalar yüreğimde kabarıp
Kıpır kıpr,
Beyaz güvercin sanki...
Şarsın şarıl,
Azgın şelale dersin.
Parıl parıl,
Gökte bir yıldız sanki...
Bu akşam göklerdeki kızıllığa bakarken,
Gözlerimden iki damla ateş süzüldü sanki...
Ateşler katre katre yüreğimi yakarken,
Kahroldum anneciğim, bir an öldüm inan ki.
Feryadımı kainat duysun diye haykırdım,
Duyguyu o kadar güzel işliyor ki, şiirlerine tek kelimeyle hayranım. Gönlüne sağlık.