Kayıp giderken zaman ellerimde,
Beceriksiz bir ben kalır geriye.
Kaç sevda da yenilen çaresiz vedalar,
Uzaklarda kala kalmış anılar.
Yorgun düşmüş ruhum, bitkin bedenimle,
Beni vurdular adımı Bengi saydılar
Beni dört köşeli sokakta buldular
Kimsesiz, savunmasız vurdular
Aklımda kelepçeli halk isyanları duydular
Kurşunlara gelen fikirlerimi topladılar
Beni vurdular, yerde bedenim kanlar içinde
Bir gün 'bir'siz bir şiir yazmalıyım.
Nasıl olur ama,
Bir seni severken
Evrende yalnız bir tane güneş varken
Sıfırı yok sayıp biri yok sayamazken
İki gözün de bir noktaya bakarken
Yanar da cigaram yanar,
O yarin türküsü çalar,
Bakar dalar gözlerim de,
Sancısı bağrımı yakar.
Kaç yol geçti, ömür tükendi,
Yüzüme birer birer çizgiler geldi,
Bu yalnızlık nerden geldi?
Dipsiz uçurumlardan kayıp giden yağmur gibi,
Bu yalnızlık nerden geldi?
Sancılı gecelerin ardından gelmez sanılan aydınlıklar misali.
Bu yalnızlık nerden geldi?
Her gelenin gelişi hatırlanmadan uğurlanması gibi.
İnsanı anlamının şartı mıdır güzellik?
O halde anlatanın da olmasına şarttır güzellik
İnsanı var yapan değildir etlerin setti
Var olmanın temelidir beynin düşüncesi.
Samyelleri vaktinde, kalbim zemheride,
Dilimde bir ezgi dolanır durur sensizlikte,
Seninle yaşayamadıklarım içimde hep bir ukte,
Sen diye başladığım her cümle,
Yoktun diye bitip tükenir yüreğimde,
Çok yaşasam ne ki, sen ölsen de.
Bir şeyler akıyor bu gece kalbime
Yerlere akan damlalar değil,
Bazen rüzgarla, bazen yıldızlarla,
Bir kaybolmuş sevda, bir eksik bilem.
Bir bakış uzaklardan, bir sitem gizlice,
Mırıldansam adını,
Dönüp bakanlara şaşırsam,
Hangi yüzü sen sansam,
Karışır adımlarım yönlerim!
Bir şarkı dolanır dilime,
Ellerim buz içinde,
Gökyüzü ne zaman bu kadar alçaldı,
Yıldızlar neden bu kadar sessiz anne?
Elimi tutacak bir el yok artık,
Oyunlar yarım kaldı, oyuncaklar sessiz.
Bir kuş geçti az önce, kanadı kan içindeydi,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!