Hayal ile olmasını arzu ettiğim tüm umutlarım aralık göz kapaklarımda ve Laciverde boyalı kirpiklerim gölgesi biraz buğulu, biraz sisli İstanbul gibi. Dudaklarım titrek, gözlerimde iki kristal ha düştü ha düşecek yalnızlığımın içime akması gibi duvarlara çarpıyor sensizliğim ve sonra bir tokat yanaklarım kanıyor…Yaslıyorum sırtımı sana benzettiğim bu şehre seyri aleme dalıyorum ve sanırım en çok bu halini seviyorum bu şehrin Gecenin matemi siniyor saçlarıma yokluğun kapı eşiğimde nöbette sanki …sanki…saçlarının kokusu penceremde, içimde tarifi mümkün olmayan bir sızı ta! ...parmak uçlarıma kadar uyuşuyorum mor rengin her hali bileklerime kahpece düşüyor korkarak kapatıyorum gözlerimi. “Sana” biliyorum oyun oynuyor aklım bana işte yine karşımdasın mavi gömleğin var yine üzerinde ilk iki düğmesi açık ve tamda sol yanında bir boşluk ığıl ığıl sessizce bir ırmak akıyor çıplak ayaklarına, dolgun dudaklarında yine o masum güvercin oturuyor ve gözlerin her zamanki gibi İstanbul’a benziyor.
Nefretle / özlem – ihanetle / masumiyet arasında ki o ince çizgi gibi sensiz bu şehirde yaşamak. Kaç hançer darbesi vurdum yüreğime, unut…unut ihanet düşmüş bu aşka diye ama kime bu dil dökmeler? Kaç ayna parçaladım kendi kendine yalan söyleme diye, bin ısırık izi dudaklarımda anmasın adını diye naçar kaldım ey sevgili duy beni yaşanmıyor sensiz yedi tepeli muammalarla bezeli, yarısı sana yarısı bana benzeyen bu şehirde.
Şimdi senden sıyrılma vakti usulca aralıyorum göz kapaklarımı çırılçıplak karşımda yine tapılası şehir. Kadehimde kalan son yudum yırtarak iniyor içime ve iyi geceler deme vakti geliyor “size” iki gözünden öpüyorum İstanbulsun sen biliyorum. Bir elimi galata ya uzatıyorum bir diğerini kız kulesine ve sımsıkı sarıyorum sana hasretliklerimi tenine akıtıyorum. Gece veda etmek üzere bize usulca güneş salınıyor maviliklerde, irkiliyorum gerçeklerle bitti(m) bitti(niz) artık gerçekler doğan günle göz kırpıyor en cilveli hali ile ve buluşmak üzere bir sonraki gece.
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız