İronik Cehennem Şiiri - Evira Ayaz

Evira Ayaz
20

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

İronik Cehennem

Bütün dünya aynı anda bana bakıp gülüyor
kimsenin umurunda değilim ama yine de bakıp gülüyorlar
bu hayatı ben seçmişim gibi gözlerimde kendi ironik dünyalarını arıyorlar
ironik bir cehennem diye tekrarlıyorum bağırarak
ama herkes hümanist
çelişkiler diz boyu
yalnızlıksa herkes için hükümsüz
yine de herkes için vazgeçilmez.

Yusuf kuyuya atılmıyor
İsa çarmıha gerilmiyor
Yunus âşık olmuyor
Mecnun Leylasına kavuşuyor...
ne dinler doğuyor ne şairler ne de efsane aşklar…

Bildiği kadar yaşıyor herkes,
bildiğini sandığı kadar
hiçlik bu sıralarda yeryüzünde olmayan bir olgu
herkes susuyor, herkes sustuğu için hiçlik doğuyor.

Dünya sıfırdan başlıyor kendini kurmaya
insanlara yeni bir şans vermemesi için dizlerine kapanıyorum Tanrı'nın…
oysa en çok o susuyor
İronik bir cehennemde en başta Tanrı susuyor.
bütün felsefe kitapların da aynı cümleye rastlıyorum Tanrı'yı yaratan bir insan olarak Tanrısallaşıyorum
gücümün hiçbir zaman farkına varamıyorum
her kaybeden gibi, kayıplarımı içime gömüyorum.

Bütün mezarlıkları dolaşıp şarkılar söylüyorum
ruhlar eşlik ediyor bana
ne kadar kasvetli olsak ta
çığlıklarımızla çınlıyor cehennem
ruhsuzlaşıyorum birden, onlar susunca birden…
Tolstoy’u daha iyi anlıyorum şimdi
hayat üzerine söylenebilecek her şey anlamsız geliyor. melekler büyük bir isyan hazırlığında
Tanrı'nın haberi yok bundan
herkes bir anda sustuğundan beri kimsenin birbirinden haberi yok.

hiçlik bir üst safha da kendine bir yardımcı buluyor
adını boşluk koyuyor ve her boşluğa sadece bir kişi girebiliyor.
bunu açıklamaya çalışmıyor kimse,
kimse savaşların nedensizliğine o kadar kafa yormuyor biliyorum ki savaşanlar
bir kelebeğin ömrünü bilmeseler belki onu bile yok etmek için yeni bir savaş başlatırlar

Duyu organlarımın hiçbiri çalışmıyor
etrafımda ne var ne yok bilmiyorum…
hissetmek bile vazgeçiyor benden,
oysa meleklerin isyanı yüzünden tanrı gökyüzünden kovuluyor ve sürdürmek için yaşamını bir kelebeğin kalbine sığınıyor…
İnançlı insanlar saklandıkları yerden çıkıp olanlara tepki gösteriyor
sesleri yok
sadece kuru bir kalabalık oluyorlar...

Hiçlik ve boşluk kurtarıyor beni
hiçbir şeyin var olmadığını
bütün olguları kendi zihnimde kendi ironik cehennemim de yarattığımı büyük bir neşeyle gözlerimin içine bakıp alay ederek söylüyorlar
kusursuz ve mükemmel bir son diye kutluyorum onları…
öyle iyi anlaşmaya başlıyoruz ki vazgeçilmezim oluyorlar...
işte bu günden sonra artık biz üç kişiyiz bu ironik cehennem de...
Hiçlik, boşluk ve ben

Pişmanlık kalıyor her sevişmeden sonra yatağımda kendimi sevmiyorum ya bundan diye düşünüyorum
Ve her sevişmeyi uykusuz bir gece diye tanımlıyorum artık.
hiçlik ve boşluk sessizce dinliyorlar beni.
.
Bir iç çekiş kadar kısa sürüyor her anlamsızlık
sonrası bu yeni dünyanın ayrıntısız gerçekleriyle yüzleşmek...
kurduğumuz bu yeni dünya da mutluluk, sevgi, ya da buna benzer olgular yok...
acı da yok, mutsuzlukta, savaşlar ve kayıplar da…
kişisel bir sorunum yok kimseyle
herkesi yeterince anladığım bir hayat yaşıyorum… şuursuzluğum tamamen insan oluşumdan
oysa bir sürü ilaç var hiçbir işe yaramayan
hiçlikle arkadaş olduğumdan beri bu ilaçları da dozsuz kullanmaya başladım
ama asla aç karnına değil
boşluk benimleyken
hiçlik realist kimliğini saklamaya hiç gerek duymazken iyi geliyorlar.

İyilik damarları kayıp ve kan yerine saydam bir sıvı akıyor boşluklarımdan
içinde yaşam olmayan bir organ oluyor kalbim ve kansızlıktan kuruyup kalıyor
onsuz da yaşayabileceğimi anlıyorum,
kimseyi korkutmamak için yine de saklıyorum en çıplak halimle kendimi
çıplaklığımdan utanmıyorum
aksine herkesin çıplak olduğu bir dünya hayalimi kelebeğin kalbinde son anlarını yaşayan Tanrı'ya iletiyorum
son nefeslerinde benim için kusursuz bir dünya yaratmasını istediğimi anlıyor mu bilmiyorum? susuşuna eşlik etsem
sıkılır belki ve birkaç kelime de olsa konuşur mu benimle, bunu da bilmiyorum?
ya da tanrısal gücümle kimseye ihtiyacım olmadan mı son vermeliyim bu ironik cehenneme?
Kuşlar da olmalı burada
kanatlarında sarı alevler
uçmaya başladıklarında bütün denizleri yakacak kadar ateşli olmalılar
Kuşlar da olmalı dedim ya
sadece martıları seviyorum, neden bilmiyorum.
O zaman ateşli martılar
hiçlik onaylıyor beni boşluksa içine düşen biriyle meşgul. Hala kağıt ve kalemim yok, alışıyorum…

Denizleri yakma fikri heyecan katıyor düşüncesizliğime.
son bir mektup yazmak istiyorum denizlere
hiçlikten yapamıyorum bunu
gagalarında son bir parça ekmek taşımaları belki de ruhlarını dinlendirecek bir iyilik taşıyor
balıkları düşünüyorum, denizleri değil

büyük bir kargaşa
gökyüzü sararıyor ve denizleri yakmak için bir tek kelime yetiyor Tanrı'sal güçsüzlüğümle
Denizleri yaktıktan sonra rahatlıyoruz üçümüzde. Martılar biraz huzursuz, denizlere ulaşmadan düşenler olmuş, hepsi bu…

kelebeğin ömrü tükenmek üzere
Tanrı'yı kurtaracak kimse yok bu cehennemde
benden başka.

Bir silah bulacak birini tanıyor musunuz?
ben hiç nedensiz savaşmadım
bu yüzden sizden yardım istiyorum…
silah ne için mi
elbette ki savaş başlatmak için değil
bu savaşa son vermek için… Yok mu?
bir gerillanın günlüğünden bir parça okumuştum, iyi ve güzeli bulmak için savaşmak gerekir demişti.
İyi ve güzel kalmadığına göre bu ironik cehennemde savaş artık gereksiz değil miydi?
böyle düşündüğümü bilse Tanrı çok kızardı bana biliyorum…
o değil miydi bu savaşların tek kazananı…
eksildikçe sayı, kontrol daha kolaydı…
bir taraftan artması sadece mükemmeli bulma arzusu…
ama olmuyor işte…

Gözlerim nasıl yorgun
gökyüzü ne kadar boş
hani ruhlar gökte dolaşırdı, hayır!
günlerdir izliyorum ama hiç kimse yok
hiçlik ve boşluktan başka…

Tanrı'nın kalbine yolculuğa çıktığım ilk anlar bunlar gittikçe üşüyorum
buz kesiyor parmaklarım ve dilim
dilimi kaybediyorum Tanrı'nın kalbine giden yolda…
ne kadar uzun olursa bu yolculuk o kadar uzun olur sessizlik
bu yüzden bitiriyorum, dilimi kaybettiğim yerden
geri dönüyorum…

Ve kelebeği kaybediyoruz, Tanrıyı da…
sevinç çığlıkları mı onlar
peki ya gökyüzünde ki ışıklar,
sakın havai fişek demeyin!!!
denizleri daha önce yakmıştık şimdi sıra gökyüzünde mi?
bir tek dağlar kaldı yaşayacağınız yer
ona da siz ulaşamazsınız…
iyisi mi aynı anda intihar edin, nasıl mı?
soru sormayın ama
İronik bir cehennem burası...

Evira Ayaz
Kayıt Tarihi : 28.8.2018 22:13:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Serpil Şen
    Serpil Şen

    Karmaşık... Çok doğru, çok garip, çok ironik...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Evira Ayaz