Kalabalık bir pazar yerinin köşesinde;
Üç beş kafes içinde, keklikler duruyordu.
Sıcak temmuz gününün, yakıcı güneşinde;
Belli ki, yaşlı adam, bunları satıyordu.
İnsanlar gelip geçer; bakarlar tutsaklara;
Kekliklere azat yok; para, para, ah para!
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim