Ben o ben değilim artık
Bedenim delik deşik
Ha öldüm ha ölecek
Sana çiçek vermeden
Bu beden bu can,bu kalp
Bu dünyadan asla göçmeyecek
Emektar,ırgat kadın!
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Öpülesi o hünerli ellerin
El tarlasında nasırlar tutu
O eller o nazik eller
Yorgun argın,nasır nasır
Kavramış orak,tırmık,tırpan
O eller o nazik bilekler yılgın
Ah çeken bir yürek var sende
Kavruk tenin,benzin kararmış
Param parça o dudakların
O taze beden sende harap,yıkık
Emektar kadın,ırgatçı kadın
Bakışların hep kalbimde
Öyle kalakaldı duruyor hâlen ..
kutluyorum güzel sesi,güçlü kalemi..
namık cem
Uçuk bir hayaldir belki benimki ama,Sınırlar kalksa Toplumlar kucaklaşsa diyrum,Dünya denen memlekette.Oysa biz biz e düşmanız hala,bu tohumu iyi koruyorlar,ve durmadan ekiyorlar,Irgatçı Kadın,şiiriniz,bir filiz olsun dilerim,barış için
usta kalemınıze ve yuregınıze saglık saygılarımla
Sn. Mehmet Çobanoğlu,
Paylaşım amacıyla *Irgatçı Kadın* şiirinizi göndermişsiniz. Severek okudum. Teşekkür ederim. Şiirin genel yapısı ve kurgusu kesinlikle yokluğun dramatik ezgi şeklini konu edinmiş.. Dikkatlice okunduğunda toplumsal yönünün, kanayan ulusal yaralarımızın acılarını sezinlememek olası değil. Doğudan batıya tüm insanımızın yayılmacı emperyalist sisteme uşaklık edenlerden kurtulması gerektiğini hepimiz biliyoruz.
Bu onurlu kavga verilirken gerçek vatandaşlık bilincinden çıkılmamalı, devletimizin oluşturduğu temel otoriter hukuk devleti esaslarına dikkat etmek zorundayız. İnsanlar acı çekmeden mutluluğa ulaşamıyorlar. Avrupalıların bizlerden daha çok mutlu olmasının nedeni onların 130 yıl süren köylü savaşları sonunda oluşmuştur.. Gerek şiir uğraşlarınızda ve gerekse yaşamınızın tüm alanlarında nice başarılar diler, sevgilerimle selamlarım.
çok özgün , anlatımı düzgün , akıcı ve ahengli bir şiir okudum. ayrıca okuyucuyu yormayan bir üslubunuz var. tebrikler üstadım . kaleminiz daim olsun. selam ve dua ile
Tüm duygular dile gelmiş dile gelirken halkın sesi olmuş yürekten dökülen bu sözler gercekten tebriği hak ediyor. yüreğine sağlık güzel can..
Tebrikler üstad;
emek, hırs
ve muhabbet..
Güzel işlenmiş,
Muhabbetle selamlarım..
Bedri Tahir Adaklı
Yüreğiniz susmasın üstadım.Ana başlara taç,gönüllere ilaç.harika dizelerdi.büyük bir keyif alarak okudum.saygılarımla.tam puan.
O kadınların alın teri kokan şiiriniz on puanla antolojimde, hayatın içinden ülkemin gerçeklerini yazan kaleminize selam olsun. saygılarımla.
Muhteşem diyebileceğim dizeler. Başka söze ne hacet. Kutlarım sevgili Mehmet bey kardeşim. Tam puan derken saygım ve sevgimle kalın.
Ruhi HATUNOĞLU
Bu şiir ile ilgili 32 tane yorum bulunmakta