Bir bulut geçti üzerimden
Yağmuru doldu içime
Bir martı geçti yanımdan
Baktı simit simit
Gitti susam susam
Denizin suyu gibiyim
Gittin sende benim gibi birşeyleri bırakıp
Sen giderken bana bir siluet bıraktın
Aysız gecelerde aldanıp sen sandığım
Ben giderken sana bir gölge bıraktım
Güneşli günlerde unutup üstüne bastığın
Uzun uzadıya düşünemediğim nedir?
Beni böyle apansızca alıp,
Zamansız ve mekansız kayboluşlara
Yinelenmeyecek yaşanmışlıklara götüren
Ve uslanmayacak sandığım sevdaları
Dize getiren ne olabilir?
Beklemeyin bu gece belki de hiç dönemem
Karanlıkta sinsice tuzakları göremem.
Beni bana sormayın umurumda değilim,
Uzak ışıklar gibi bir yanar bir sönerim.
Onlara hiç sormayın söylemezler bilmezler
Her başakta harman vakti
Sapa samana karışmış yüzün
Sarı sıcak ve nasırlı ve çatlak topraklar gibi
Emeğe bulaşmış ellerin
Islatıp başına koyduğun mendil
Ceketini asıp gölgesinde yattığın
Yokluğun kırık bir pul gibi elimde
Giderken kapattın bütün kapıları
Attığım her zar gele
Hatırlayabildiğim sadece
Masada bardaktan kalan iz
Kendini, kendinde bulamayan birisin.
Hayata yenilmeyen arsız bir delisin.
Anlamsız aşklara tutkun,
Ruhsuz bir serserisin.
Sen
Köhne varoşların asi çığlığı
Ömrümün geçmiş zamanlarında
beliren yıldızlar oldu
Yüreğimin karanlık yüzünde
O zamanların birindeyim şu an.
Ve bir sahil şerinde,
Odamdayım tek başıma
Çöp kamyonu geçiyor sokaktan
Gürültüsü giriyor açık balkon kapısından
Televizyonda bir şuh kadın
Konuşuyor kısık kısık, Kıpırdıyor dudakları
Avizeden kırılan ışıklar duvarda
Deli bir rüzgar değil ki
Duygularımız esip geçsin
Uzak dağlarda sanma
Tozlarını savurduğu yollarda.
Kar fırtınaları gibi,
Bırak yüreğinde essin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!