İrfan Denizinden Bir Damla 047 NİYET VE ...

NİYET VE İBADET

Dünya fırsatlar yeri, kaçırma sen treni,
Ayırma büyük küçük, yap elinden geleni,

Hangi amel değerli, nereden bileceksin,
Sanki ücretlerini, kendin mi vereceksin.

Sen yeter ki araya, katma zalim nefsini,
Sonunu Allah bilir, düşünme gerisini,

Günahların ne kadar, hiç kafana taktın mı?
Karanlık kabir için, bir meşale yaktın mı?

Sevabın küçüğü yok, sen neden beğenmezsin,
Büyük sandıklarınla mı, cennete gireceksin?

Bak ikaz eder seni, bu yanlış yoldan Nebi,
Bir köpeğe su vermek, olur necat sebebi,

Bir yetimin başını, okşa sakın yüksünme,
Bundan da ne çıkacak diye yanlış düşünme.

Allah ameli değil, gözler halis niyeti,
Karşılıksız veriyor, görmezmisin cenneti.

VELA TAHKİRENNE MİN KUULİ ŞEYİN MARUFA.
(Hayır ve hasenat hiçbir şeyi küçük görmeyiniz.)

NİYYETÜL MÜ-MİNİ HAYRUN MİN AMELİHİ.
(Mü-minin niyeti amelinden daha hayırlıdır.)

Evet değerli Dostlar.
Cennet ve Cemallulah, nimet ve sonsuz saadetini kazanmak için test edilmek üzere gönderilmiş olduğumuz şu imtihan salonunda, kurtuluş vesilesi olma ihtimali olan hiçbir hayırlı işi küçük görerek terk ve ihmal etme şans ve lüksüne sahip değiliz.

Bu sonsuz nimetler deryasında imanımız zayıf,
amelimiz kusurlu, şükrümüz samimiyetsiz ve bütün bunlara rağmen şeytanın aldatmaları, nefsimizin zorlamaları ile işlediğimiz günahlar bilerek veya bilmeyerek girdiğimiz haramlar ise sayılamayacak kadar çok.

Kabir karanlık, dar
ve insan yapayalnız.

Hesap çok çetin.
Kurtuluş her fırsatı değerlendirip, hayır hanemize her düşünce ve davranışı ibadet kalitesi kazandırarak yazdırmanın bir yolunu bulmak! ..

İşte o yol.
Allahın emirlerine uymak.
Peygamberin sünnetini takip etmek.
Haram ve yasakları terk edip;

Canlı cansız her şey ile iyi ilişkiler kurmaya çalışmak.
Yani Allahın razı olabileceği ihtimali olan her fırsatı değerlendirmek.

Allah bu büyük ve zorlu mücadelede yar ve yardımcımız olup,
önümüze çıkan fırsatları lehimize kullanma imkan ve idraki ihsan etsin.