Ben alev almayı bilmezken sende yandım sevgili.
Bir gece ayaz vakti yanan mumun kendini eritmesi gibi,
Titrek bir ışıktı ruhum...
Bedenim zar zor taşırdı onu,
Ben yol alırdım, aheste aheste...
Gözyaşı yerine bir damla kan bulanırdı mendilime,
Başka başka şehirlerin otogarlarındayım
Ne arıyorum bilmiyorum ama
Sanırım kendimden başlayacağım
Bir şeyler karalayıp duruyorum
Zihnimde karmaşık çatışmalar
Fırtınalı bir gökyüzü
Hangi deniz seni içine sığdırabilir,
hangi dalga kıyılarında unutur gölgeni?
Her köpük bir anıya sarılır gibi,
her medcezir bir vedânın yankısı.
Düşünsene, bir okyanusun bile sabrı tükenirken,
Görmüşler beni mağlup olduğum savaşlarda
Görmüşler işte tam da sana şiir yazarken görmüşler
Umurumda bile değil etrafımda bombalar patlamış
Asıl yüreğimdeki seni koruduğumu görmemişler
Elâlem bu her şeyi görüyor duyuyor
Bakma aslında bi halt bildikleri yok
Oldum olası, tanıdık bir ruh gibisin.
Çehrenin her bir noktası
birer duygu çağrıştırıyor sanki.
Dudakların, bana her an bir şiir fısıldayacak gibi…
Bir söz.
Tutacak gibisin verdiğin sözleri.
Kelimelerimin yetmediği bir hâl bu,
Zihnimde yankılanan yitik ezgiler gibi.
Yitik ezgiler, kayıp dizeler…
Dilimden dökülen anlamsız, saçma sapan cümleler dizgisi.
Karışık aklıma,
Saçım başım dağılmış,
Bir kahve fincanında seni okuyorum şimdi,
telaşsız, acele etmeden.
Buğusundan yükselen o derin yalnızlıkta
isminin harflerini buluyorum.
Parmak izlerim bardağın kenarında kalıyor,
zihnim, aklıma takılan gülüşünde.
eğer çiçeklerle süslemeyeceksen yolumu,
koparma beni yalnızlığımdan.
titreyen mum ışığındaki âciz bedenimi,
çekme kendine.
süsleme hayallerimi,
doldurma içini bir anda çekip gideceksen,
yalnızlığın şarabından içtim dün gece,
dudağımda paslı bir tat,
dilimde kendime bile söyleyemediğim kelimeler.
çok şey de istemedim hayattan aslında,
bir parça huzur,
belki biraz kahve kokusu uykumdan uyandıracak kadar,
Yıl almış, kırmızı bir şarabın çekiciliği vardı sende.
Elde değildi etkinde kalmamak,
ama her yudumda başka bir sırrın dökülürdü ortaya;
ve her sır, bir öncekini ağırlaştırırdı.
Sanki bakışların anlatıyordu birçok şeyi,
ama hep yarım, hep eksik.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!