Irak’ın kalbi Kerkük’ü ne kadar bilirsiniz?

Bedrettin Keleştimur
417

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Irak’ın kalbi Kerkük’ü ne kadar bilirsiniz?

Irak’ı bilir misiniz? Peki, Irak’ın kalbi Kerkük’ü ne kadar bilirsiniz? “—mum kimin erir, Kerkük” derlermiş de, ne kadar doğruymuş meğer!
Irak’ın içinde bir kal’adır, Kerkük. Kal’alar içinde alâdır, Kerkük. Gönlümde açan gonca laledir, Kerkük. Gurbet gözümde sıladır, Kerkük!
Hep acın duydum senin. Hiç gülmeyecek mi yüzün senin. İçindeki yangınmış meğer, ‘Hoyrat’ın adı. Bir anlık sevinç, ‘hayret’in adı.
Kerküklüm, Irak’ın aydın yüzüydün! ‘günaydın’ demeyi çok gördüler sana! Sana, ‘aydınlığa’ kurşun sıktılar. Bilmediler mi; bir günü, bir devri yıktılar.
*** *** ***
Sadun Köprülü, Irak’ın hüzün dolu tarihinden 4 kahraman şehide şiirler yazmışlar. Bunlar Adil Şerif, Yarbay Abdullah Abdurrahman, Der. Necdet Koçak, Der.Rıza Demirci gibi Irak’ın ‘aydınlığına’ gönül vermiş yüzleri. 16 Ocak1980 tarihinde idam ediliyorlar. Tıpkı, Firavun nesli gibi ‘—kendi evlatlarını’ katlediyor, geleceğine kurşun sıkıyor. Hey utanmaz çark, kan kızıl akan hark, dizüstü çökmüş ev bark! Hangi yüzle bakacaksın tarihine?
Sadun Köprülüyü dinleyelim, mısralarında bir daha şehitlerimize dualarımızla, gönül yakarışlarımızla;
“Kalesi Türk tarihle, Türklük kokar toprağı
Necdet Koçağı saran, Ay yıldız Türk bayrağı
Şehit, gaziler besler, Türk annenin koçağı

Türkmen ocağın kurup, Türkmenleri sığdırdın
Telafer, Taze, Tuzla, tüm milleti yığdırdın
Köylüyle birlik yapıp, düşman üste saldırdın
Cennette ruhun şaddı, yüce önder Albayım

Mert, Adil, ağa Adil, Bey Adil, paşa Adil
Canda, tende yıllarca, var ol, sen yaşa Adil
Adın, şanın, Türkmen’le yazdık dağ, taşa, Adil
Milletini, düşünen, yiğit, atılgan ersin
Türkmen’e, şehit diye, alana gençler varsın

Gönlüm dertli Kerkük’ü, ülkem kutsal topraktı
Hasa suyuna hasret, kop korumuş çoraktı
Binlerce şehit verdik, gözden yaşımız aktı
Kifri Hanekın bizim, Rıza Demirci kardeş”
Irak kendi aydınlarını katletmekle ne yapmıştır; aydınlık yarınlarını dilim dilim, kıymık kıymık doğramış! Ve hala o sebepledir ki, ‘—doğrulamamış’ Gökkubbesini süsleyen ay ve yıldızlara bir defa olsun bakıp da, ‘—ilim ve ışık şu kandiller, benim aydınımdır! ’ diyememiş!
Irak’ı hep düşünmüşümdür. Zift(neft) kokan yüzüyle de, yanık yanık hoyrat esen gizemiyle de. “—Ümmetimin helakı dünya iledir” hadisinin beyinlerde zonklayan asıl doğrularıyla da! O doğrulara, o tevazu kanatlarına bir tutunabilsek! .. Tarihin bir anda akışı, seyri o kadar değişecek ki! .. Bir tutunabilsek…

Bedrettin Keleştimur
Kayıt Tarihi : 16.1.2008 10:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bedrettin Keleştimur