Karanlık geceler şimdi sis yüzünde Umutları kirletiyorlar kaldırımlar da.
Rastladığım gölgelerse,
Şairlerin ağzında bir uçurum.
Gökyüzü sanki ikiye katlanıyor.
Bulutların Arasında giz parçaları,
Sensiz kır çiçekleri?
Şehrin ortasında usul usul ölüyor,
Bir çocuğun nefesine ruhum.
Kapatma sakın bu gece pencereleri.
Başını cama çarpıp,
Kanatan güvercinlere yem veriyorum şimdi.
Ruhum her gece bir çınar ağacında,
Tek senin olmayı bekliyor.
Rüzgarların uğultusuyla,
Sevdan kokuyor durmadan.
Soluklarım Kalbime desen çiziyor.
Örtüyor üzerlerimi gizli bir örtü gibi.
Yüreğim üşüyor şimdi.
Sisli denizlere açılan aynalarda,
Kaç defa ay göğsümü sıyırdı,
Senli tüm günler.
Yakılmamış mum gibiyim.
Seni hecelerken geceyi.
Bakma sen meltem rüzgarıyla,
Tenimi sıyıran yapraklara.
Yağmur dalgasıyla gönül,
Duvarıma inen telaşlara.
Çıplak kavgalardan korkmuyorum.
Yüreği elinde delikanlı gibi,
Sadece senin hasretini bekliyorum.
Alnımdan öpüyor mavi ırmak.
Kimsesizliğimde hıçkırarak,
Ayağa kalkıyor bütün kuşlar.
Seninle sadece seninle,
Özlemek nedir öğreniyorum.
Ey benim fırtınalar koparan umudum.
Ey benim yalnızlığımın yegane ışığı.
Öyle içten Öyle derin ki özlemin,
Şu geceye Haykırıyorum sensizliği.
Sadece gözlerimin gördükleri kadarını.
Söyle şimdi gönül çiçeğim,
Ne kadar büyüyecek daha?
Bira dağ bir deniz,
Belkide mor bir kasımpatı.
Düşecek birazdan kirpiklerimden.
Artık dilimdeki yokuşlarda utanmasın.
Ağız dolusu var Senli herşey.
Şimdi anlatsın anlatabilirse.
Sensin işte ne yapsam herşey.
İğneli ayların belirsiz vakitlerini,
Silmeye çalışırken yanıyorum.
Yalnız mayhoş bir sükûnet için
Hep gün batımı taşır yüreğim.
Aykırı geliyor işte ne yapsam.
Adın hep toprağıma filizlenir.
Belki muhtaçtır umman suyuna.
İçimde bitimsiz kırık bir ezgi gibi,
Irak bir tütsü gibi yakar beni.
Kurak telaşların içinde,
İçin için bürünüp Beklemek.
Sonrasında Parıltılı damganı,
Görmüş bitkiler gibi,
Koşuşturmaz rüzgar zaten.
Şimdi mi bilmiyorum.
Akşam mı?
Sabah mı?
Yoksa gece mi?
Anlatılmaz ki yokluğun.
Sökülen eteklerime düşmüş,
Tüm parmak izlerin.
Ne yapacağı belli olmaz artık,
İyisi mi en fazla ellerimi de al.
Ki yaşamadı Senli sıcaklığını.
Ki avuçlarında saklı Senli,
Kundaklanmış tüm umutları.
Birçok rengini tanımamış daha,
Seninle İlk çocukluğunu.
Çözme şimdi saçlarımın dalgalarını.
Gasp edilmiş bir ufukta,
Ara sıra Mülteci gibi,
Kaçarım belki Senli sınıra.
Bırak şimdi gönül çiçeğim,
Selamsız bir yağmur yağmadan,
Dünyada sen olsan da yeter.
Ne kadar yüksekte olsan da,
Ruhun sarıp sarmalar,
Her gece dolunayda.
Seninle bir pamuk ipliğinine,
Bağlı olsa da ömrüm.
Seninle süsledikçe hayatı.
Senli olan herşey cennet bana...
Erhan Çuhadar
Er HanKayıt Tarihi : 27.3.2018 23:29:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Er Han](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/03/27/irak-bir-turkusun-bende.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!