Kışlanın nizamiyesinden,
Adımını atar gibi,
Doğardı bebekler...
İlk ağlaması,
İlk tekmiliydi sanki,
Doğuştan asker...
Bacakların arasına,
Kundakla sımsıkı sarılan,
Odun parçasıyla başlardı talimler...
Uğraş zamanı sakınılmazdı yüz,
Rütbe,nişan sayılırdı,
Yaralar,çizikler...
Küçücükten kemer çatılırdı alınlara...
Heybeti ürkütsün diye,
Gök Tanrıya uzardı,
Kafatasında kemikler...
En iyi beden için çalışılırdı...
En iyi urba için,
Yorulmazdı kimseler...
Ne zaman ki,derileri atıp,
İpek kumaşlara büründüler;
Yağ bağlayıp,
Kazık kesilip,
Gümbür,gümbür çöktüler...
Türk doğup,
Türk ölmek isterlerse,
Tarihi iyi okusun,
Yarını öyle dokusun,
Gelecek nesiller...
Haluk Şan DİKMEN
Kayıt Tarihi : 1.12.2007 17:00:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İslam öncesi Türklerde çocuk doğar doğmaz bacaklarının arasına bir odun parçası konur,öyle kundaklanırdı.Buradaki amaç,hayatı at sırtında geçecek olan çocuğun bacak kaslarını alıştırmaktı.Avrupa Hunlarında ise erkek bebeklerin kafasına sıkıca kemer bağlanırdı.Yumuşak olan kafatası yukarı doğrı sivrilirdi.Bu özellik at üstündeki savaşçıları daha uzun ve heybetli gösterir,düşmana korku salardı.Türklerde genel olarak,savaşlarda yüz sakınılmazdı.Yüzdeki yara ve çizikler kahramanlık simgesi sayılır,böylece savaşçının da çarpışma sırasında yüzünü koruma gayretine girerek,çekingen dövüşmeyeceği düşünülürdü.
![Haluk Şan Dikmen](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/12/01/ipegin-cilvesi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!