Kalem tutan eli
dokunduğu teni isem
elbette ben değilimdir yazan
bir yazdıran var
kaç asır öncesinden
kanayan bir yerim var gizlimde
yüreğimin öptüğü yerinden
kimsin ey sevgili
bu marazi aşkım sana mı
geviş getiren bir keçi
merdiven bakışlarımdan uzanıp yiyor daldaki meyveyi
siyah kıvırcık tüyleri
yokken bir çeşme var oluyor
fırçamdan serpiştirdiğim boya maviye boyuyor nehirlerimi
çeşmeden akan su yol bulup ulaşıyor karıncalara
soy ağacını asmış duvara bir kertenkele
alfabe bilmese de tanıyor rakamları
soyunda kimler kimler var
ışık çalıyor gizlice ceviz ağacının yaprakları
kokusu burnumda annemin
ve ilk adı
bu yürek onun yüreği ise
ve beyin
arınıp günahlarımdan
hafifliyorum
ödünç bir kelebek kanadıyla
ruhuma aşık o ruh
kaç asır öncesinden
öptü ki yüreğimden
tam da sol tarafımda izi
doğum lekesi gibi
kanıyorum
onun yüreğimi öptüğü
sol yanımdan
ipe diziyorum günahlarımızı
en sevdiğim tarafına imame safirden
bütün kirleri katıp önüne
içimden akan durgun nehirler
ve uzanıp başımı okşayan elleri
kalem tutan eli
belki dokunduğu teni isem
bu marazi aşkın sebebi
14/Nisan/2013/Pazar/Bodrum
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 15.4.2013 00:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ne mutlu, Allah'ın dostluğuna nail olup, kalbine ilahi ilhamların inmesine vesile olanlara ve onun son hak kitabındaki Şuara/şairler suresinin kıstaslarına göre, düşünüp yazabilenlere.
Hayırlı çalışmalar.
Tebrik ediyorum Nimet hocam
bunu şunun için söylüyorum..bazı metinlerde felsefe şiiri boğae..şiir felsefe ve mantık gibi disiplerin mengeneyi andıran zihni sıkıştırmasına dayanamayacak kadar naif bir yapıdır..
şiir bu yüzden mantıksal metinlerde hipotez antitez ve tez gibi sıralamalara veya giriş gelişme sonuç şeklinde katı yapılara nispetle, su gibi , alev gibi , rüzgar gibi akışkan, değip geçen, ürperten bir atmosferi esas alır..
Bu bakımdan, okuduğum metin beni önce şiir olarak sarıp sarmaladı ve felsefesini de yine aynı naiflik içinde hissettirdi..
tebrik ve teşekkür ediyorum..
TÜM YORUMLAR (22)