saçlarından,
intihar etmiş bir şairin mısraları dökülüyor
boşboğaz kuşlar uçuşuyor yalanlarında
yalanların ki sarhoş, küfelik çıkıyorsun bu yokuşlardan
kirpiklerine takılarak yürüyorsun
üzgünsün biliyorum, kucağında yıpranmış bir gökkuşağı
gri gelinlikler yapıyorsun yağmur yüklü bulutlardan
oysa demiştim sana; gökyüzü dikiş tutmaz
sen ki, ne zaman kendini öldürsen
aynada çocukluğun, ruhunda ayaz
savurma düşlerini mevsimsiz rüyalara
bak, ölü kelebekler düşüyor avuçlarına
bırak şimdi fiyakalı kent şairlerini
zeus'un kadınlarına aldanma
heredot da kimmiş?
denizler fısıldıyor aşkın tarihini
yorgunsun, yaşamak kadar yorgun
nemrut'ta bir günbatımında demle çayını
yalanlarını dinle peygamberlerin, evliyaların
sonra şemsiyeni alıp sokaklara düş
yürü, bağrına doğru yalnızlığının
kaldırımlar ki, kalmaz hatıratı ayak izlerinin
oysa aşk ta senin hayat ta senin
kusar bütün buhranını halayıklar o meczup çengide
karakollar basılır, salıverirler arsızı hırsızı
çalarlar göğsünde büyüttüğün o mavi gökyüzünü
uyan! sadece ölümlüler mahmurdur bu vakitte
bakır ibriklerden dökülen suyla yıka yüzünü
üç sokak arkada kiralık bir katil bekliyor
eski rum evlerinin gölgelerine saklan
polis sirenleri karışırken güvercin çığlıklarına
bir ermeni mezarlığında soluklan
saçlarını taramalısın artık
gözlerinde afrikalı çocukların bakışı
yüzündeki zifiri geceyle büyüyorsun
kırık aynalar acıtırken parmaklarını
kekremsi bir kahkahayla gülüyorsun
sevgilim, gülerek intihar ediyorsun..
Kayıt Tarihi : 30.5.2019 17:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!