geceyi
gündüze karıştırdığın vakit
ne oluyor biliyor musun?
ölüyorsun bir nevi.
önce unutkanlık başlıyor,
ardından unutulmalar geliyor haliyle
bıyık altından gülüyorlar gündüzleri
uyku sersemi haline
geceleri yastık kabullenmiyor başını.
kül tablaları
gül bahçeleri
doğan çocuklarmış
ölen çocuklarmış
hiç umrunda olmuyor.
susuyor
susuzluğunu dindiremiyorsun
evden çıkarken bir tedirginsin
dönerken içinde yalnız kalma korkusu
yaşlanmak gibi değil
ölmek gibi bu ölmek...
düpedüz ölüyorsun...
sonra
bir gece
sabaha karşı
vakitsiz
uyanıveriyorsun
sen uyumaktayken
karasevda girmiş yine koynuna
herşeyi hatırlıyorsun
burkulsa da için
herşeyi biliyorsun
pencerenin üstünde yuva yapan
kırlangıçları seyrediyorsun
-bir tanesi yuvadan çıkmak istiyor,
öbürü gagasıyla tutmuş pencesini;
izin vermiyor gitmesine; tam komedi...-
bir bakıyorsun
güller açmış bahçede
bir-iki gecede derin çektinmiydi uykuyu;
“ne çok şeyim varmış benim! ”
diyorsun...
düşüyorsun unuttuğun dostlarının
peşine
-kimlerle dost olduğunu
zaten böyle anlayabiliyorsun...-
zor olmasına zor
utanıyorsun
‘vefasız’ sıfatını taşırken vefa beklemeye
ama
bazı şeyler elinde değil insanın;
ister istemez yaşıyorsun...
(inegöl, 29.05.2003)
Kayıt Tarihi : 1.6.2003 10:49:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Turgay Kaygı](https://www.antoloji.com/i/siir/2003/06/01/insomnia.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!