Dokunsam çoğalır sızılarım
Ellerim kan revan
Ve bir deprem öncesi telaş içindeyim
Susmak istemiyorum
Viran olmuş zamanların sevdasıyla
Haramiler uğradı bu şehre
Tadılmadık zulüm bırakılmadı
Ve yaşanmamış cehennem
Neredeydiniz siz efendiler
Sussam bir daha açılmaz dilim
Şair; ‘sussam dudaklarım kanar’ demişti
Benden size, içimden-
En çok da kocaman bir ‘suss! ’ geçer
Biliyorum, susmak en büyük pusudur
Geceydi
Elif elif azalıyordu sızılarım
Başladığı yerden olmasa da
Bitecekti elbette leyl
Anladım
Aziz olmak
Kuyulardan, zindanlardan geçmektedir.
Yıllanmış yalanlar diyarında
Usandım aynı rüyalara uyanmaktan
En kutsal Kelam üstüne
Tâhâ ve Yâsin üstüne
Yemin olsun ki
Artık temize çekiyorum yollarımı
Kaç yüz yıl önce ekilmişti kirli tohumlar
Anladım, içimizden çürümüşüz
Veyl olsun Kör ve Sağır’a! ..
Sona bir mehdi türküsüyle uyanıvermek
Dumansız ateşleri susturmak adına
Ve altın kâsede sunulan kutsal şaraba
‘Yere ve onu döşeyene andolsun’
A’raftayım
Kalbimde kıpır kıpır inşirah huzmesi
Diriliyorum
Kendi yalnızlığımda yüzerken
Bir Muhyiddin diliyle irkilir kelimelerim;
‘Taptıklarınız ayağımın altında’ diye
Şam’a giden kervanlara katılıp
Üçyüz yıl sonra gelen
Sultan Selim’i dinlemeliyim
Kapılar açık
Kapılar nurdan
Yol sonsuzluğun sahibine
Zaman felekten bir musiki
Vatan-ı aslî, birkaç adım ötedeymiş
Gözlerimi kapasam
Kim tutar kimsesizliğimin elinden
Bütün varların yokunda
Varı var eden, yoku yok eden Rahman’a
Ve nuruyla karanlığı delen yıldızlara, andolsun
Dinmeyi bekleyen sızılar taşıyorum
Manidar bir gece oluyor ağrılarım
Haram bakışların uzağında
Artık sonsuz huzur peşindeyim
Kimse yalnız değil biliyorum
Her şeye anlam katan ‘el’lerle
Sana sığınıyorum Rabbim
Şifa veren sensin
Nimet veren sen
Sen el-Kerim, sen er-Rahim
‘El’i kopmuş insan
Ve nisyan hamuruyla yoğrulan benim
Yediler hatrına Rabbim
Güneş’i sırtlayan Hira Nur hatrına
‘Mim’ aşkına Rabbim
En ince yerimizden kopmadan
Nefes nefes inşirah ver yüreklerimize
Avareyim
Yıkık bir şehrin gözyaşları arasında
Solmuş, belki siyah-beyaz
Belki görülmemiş bir rüya
Ve bir resim gibiyim
Göklerin seyrinden bana hazan düşer
Dokunmayın, ben hüzzamlı şairim
Ve şairler
En çok kendini ağlar
Harf harf bölünüyor karanlıklar
Yol verin kendinize
Karamsar şair
‘Güneşe göç var da kalan biz miyiz’ demişti
Güneşi biz yitirmişsek
Nereye göçebilirdik öyle
Yine de seni iyi bilirdik şairim
Rahman’a
Ve geçip giderken, geceye
Güneşe ve onun aydınlığına
Andolsun
İrfan Mektebi Dergisi (2009)
2012 TPAO Penceremden Düşler Şiir Yarışması 2.lik Ödülü
Kayıt Tarihi : 27.2.2010 00:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Pek sanatkârane, akıcı ve manidardı.
Tebrik ediyor, tam puanla selamlıyorum.
100+anto.
Saygı ve Sevgiyle..
Yıkık bir şehrin gözyaşları arasında
Solmuş, belki siyah-beyaz
Belki görülmemiş bir rüya
Ve bir resim gibiyim
Göklerin seyrinden bana hazan düşer
Dokunmayın, ben hüzzamlı şairim
Ve şairler
En çok kendini ağlar
Muhterem kardeşim Zafer bey imanlı yüreğin var olsun
kaleminizden şiir gibi şiir okudum yüreğinizden iman
gönlünüzden sevgi eksik olmasın en kalbi duygularımla selamlıyorum
Güneş’i sırtlayan Hira Nur hatrına
‘Mim’ aşkına Rabbim
En ince yerimizden kopmadan
Nefes nefes inşirah ver yüreklerimize
Ders alınacak mesajlar içeren şiirinizi tam puanımla kutlar, saygılar sunarım. +10 +ant
benide alfabende bir elif say ...
kalbin inşirah ile dolsun
Yol verin kendinize
Karamsar şair
‘Güneşe göç var da kalan biz miyiz’ demişti
Güneşi biz yitirmişsek
Nereye göçebilirdik öyle
Yine de seni iyi bilirdik şairim
Rahman’a
Ve geçip giderken, geceye
Güneşe ve onun aydınlığına
Andolsun...'
Güzel bir anlatım, hisli yüreğinize sağlık. Saygılarımla tebrikler.
TÜM YORUMLAR (7)