İnsanlık Tarihinin En Zor Sorusuna Muhat ...

İbretin bir parçası, maddi delili ve insanlık tarihinin en zor sorusuna muhatap oluyordum.

Küçük kızım sordu beni perişan eden o soruyu;

Babam ve annem olarak sizlere soruyorum dedi;

✓ Böyle kötü bir dünyaya gelmeme aracı olmadan önce benim fikrimi neden almadınız?

Hala bunun yanıtını verebilmiş değilim.

Uzunca yazarak yanıt vermeye çalıştıysam da içimi rahatsız eden bir şey vardı. Bunun yanıtını nasıl verebilirim diye?

Bu çocuk haksız mıydı?

Her ne kadar sen kızım anne olmadan önce çocuğunun fikrini alırsın diye bir savunmaya çalıştıysam da ikinci verdiği yanıt beni ikinci kez yıktı.

Ben böyle rezil bir dünyaya çocuk getirecek kadar sorumsuz muyum dedi.

İkinci kez ve sorumsuz bir baba olarak çocukları gelecekte zulüm görmesin diye mücadele etmeyen tüm babalar adına biz kez daha yıkılıyordum.

İşte tam da oradan ve yeniden ayağa kalkarak zulmün üzerine daha büyük bir kararlılıkla yürüdüm.

Neden böyle bir soru bana soruldu?

Yaşattığım ibretin içinde yanıtını buldum. Bu zulüm bitmezse bu sorunun altında sadece ben ezilmeyeceğimi asıl bu yaşamı bize dayatanların bunun bedelini ödemesi gerektiğini o sırda buldum.

12 Eylül 2012 tarihinden önce bankadan kendisine hediye ettiğim o bankanın kumbarasını babamı işten çıkartan bankanın kumbarasını istemiyorum diye kırarak paramparça eden o çocuk sordu bu soruyu bana.

O Türk'ün çocukları da kendisi gibi.