İnsanlık Davası Şiiri - Sevgili Özbek

Sevgili Özbek
140

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

İnsanlık Davası

Bir mayısı anlatmaya gerek var mı bilmiyorum.
Senelerdir, bir mayısları sıcak sıcak, bir kaç gün kala tüm stresiyle,
Acaba nasıl geçecek, diye korkularla yaşıyoruz.
***
1880 yıllarında ki insan dışı yaşam koşullarının giderilmesi için ortaya çıkan
bu insanlık davasının günümüze ne getirdiğine veya neyi değiştirdiğine
bakmak ve değerlendirmek daha mı doğru olur?
***
1880 li yıllarında, çalışma saatleri 15e kadar varan, bu koşullarla
günümüzde yaşanan 8 saatlik modern işçi köleliği arasında çok mu fark var?
Bu gün belki 15 saat çalışmıyoruz ama, son derece zor şartlarda çalışan
işçiler vardır, çoğu kanunlar sadece evrak üzerinde kalmaktadır.
Bundan dolayıda ben, modern işçi köle diyorum.
Modern işçi kölelerden biri olarak, bu konuya kendimce,
hemde Avrupa’nın (özde) en gözde ülkesi Fransa’dan değineceğim.
***
Karl Marx, kapitalist üretim biçiminde
işçininin çalışma sürecinde gösterdiği emek faaliyetini,
işçi için yıkıcı, bıktırıcı ve yok edici, insanı insanlıktan çıkaran
ve aynı zamanda insanı alıklaştıran etkinlikler toplamı olarak değerlendirmişti.
***
Bu gün 21inci yüzyılda, Fransa’da, insan haklarının en iyi olduğunu bildiğimiz bir Fransa’da.
Çalışıpta insan gibi yaşayan çok azdır. Kısıtlanan zaman dilimleri
insanı makine olmaya zorlarken, monoton bir yaşam türü, işten eve, evden işe şeklinde
devam ettirmektedir, modern köle işçi, istesede kendini bu halkadan kurtaramıyor.
35 saatlik iş süresinin yeniden 39 saate yükselmesi,
mayıstaki bazı milli tatillerinin kaldırılması, emekliliğin ölüme dek uzatılması,
enflasyonun daima yükselmesi, (maaşlarda kıbırdama yok tabi)
vb. durumların, işçileri ne kadar kullandıklarını ortaya çıkarmak değil midir?
Sadece bunlarla kalınsa belki de eyvallah denilip geçilecek. Ayrıca Kapitalistler, biz modern işçi köleleri avuçlarına aldıkları gibi,
Kapitalistler arasındaki rekabetlerlede Emperyalist savaşları doğurup,
yeni yeni gelişmekte olan ulusları köle edinmekteler.

***
21 inci yüz yıl dünyası ahh..!
***
Özellikle göçmen işçiler olarak biz daha çok ezilmekteyiz.
Örneğin ben, sabah 8.15 de işe başlıyorum.
Bir buçuk saat yemek molası ve tekrar iş başı, akşam 18 de bırakıyorum. Ve bu çalışma süresinde kesinlikle her hangi bir mola yoktur. Ki yasalarda
saat 10 ila, 16 arasında bir kahve molası verilmesi öngörülüyor. Benim kahve alışım sorun yaratmıştır zaman kaybediyorum diye.
Ve insanın doğal olarak arada işle ilgili konuşmak bile zaman kaybıdır diye uyarılır.
Millyonları bizim sırtımızdan kazanan patronlar, işler ne kadar iyide olsa
memnuniyetini hiç bir zaman belirtmez.
Sözüm ona, günün tüm yorgunluğundan psikolojik baskıların yarattığı stresle dolu bir kafayla
Eve geliyorum. Hani insanca yaşamın içerisinde insanca yaşamak istiyoruz ya,
Bu kadar yorgunluktan sonra, insanlığımız bile kendiliğinden çiğnenmektedir.
Dışarı çıkıp bir arkadaşı görmek, bir çay içmek
vb. şeyleri yaşayabilmek insanın aklına gelsede yapamıyor.
Evdeki diğer görevler beklemektedir bizi.
***
Almanyada ki göçmen işçilerinin yaşadıklarını biliyoruz hepimiz.
Gazeteci yazar sayın Günter Wallraff’ın “en alttakiler” kitabında tüm gerçekler
Detaylarıyla anlatılmaktadır. Türk işçilerini kobay olarak deneylerde kullanıyorlar 21 inci yüzyılda. Kapitalistler sermayelerine sermaye katarken,
Biz modern işçi köleler, ekmek parası kazanmak için canımızı koyoruz.
***
İşçi Sınıfının ne derece birlik ve beraberlik olması gerektiğini göstermiyor mu bu durumlar?
Anavatanda ki işçiler aynı sorunları yaşasalarda, hiç olmasa kültürel olarak aynı koşullarda kendilerine bir hayat çizmekteler ve zaten Türkiye’nin alt yapısı olduğu gibi bilinmektedir.
***
Artık bir mayıslardan teori önemi değil, yaşamsal önemini almamız gerekir.
Çünkü ben insanım, kitap okumak istiyorum,
Bir dosta gidip çay yudumlamak istiyorum, sevdiğim insanla dolaşmak istiyorum,
sinemaya gitmek istiyorum;
Balık tutmak, yürümek istiyorum. Güneşin sıcaklığını azda olsa hissetmek istiyorum.
Kapitalistler bunlarıda elimizden almış. Gelişen teknolijiyle
gözlerimizi boyayarak hem de.
***
Türkiye’mizde ve dünyada gelişen bir mayıs katliamlarından dersler alarak
Gelecek bir mayısların hepimize, insanlık davasından, insanca yaşanması için
Hep beraber bir mayıslara sahip çıkalım. İnsanlık davasıdır çünkü, insanca üretip insanca yaşamak hepimizin hakkıdır. Barış ve huzur içinde yaşamak bizimde hakkımızdır.
***
Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber, Ya Hiçbirimiz!
***

Sevgili Özbek/30/04/2008

Sevgili Özbek
Kayıt Tarihi : 4.5.2008 00:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Güllü Koç
    Güllü Koç

    oradaki iş hayatı hakkında bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim.desenize bizler ülkemizde daha rahat çalışıyoruz.kadın olmanın dezavantajları dışında....sevgiler yolluyoreum.

    Cevap Yaz
  • Cevat Çeştepe
    Cevat Çeştepe

    Hep beraber sahip çıkıyoruz işte ...

    Emekçiler biz bu günü kutlayacağız , ölenlerimizin , öldürüldükleri yerde diye sahip çıkarken ..,
    Devleti temsilen Sayın Vali olmaz , ortalık karışacak , provokasyon olur diyerek korumak için güne sahip çıkıyor , ortalık karışmıyor ..

    Daha nasıl sahip çıkalım ...

    Kutluyorum emeğinizi....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Sevgili Özbek