Yapma!
Yapmayın!
İnsanlığın gözlerini karartmayın!
Bağırıyor Nostradamus!
Yüzyıllar önce!
Yüzyıllar
Öncesinden…
Giderken iyileştirdiği bir yerden,
İnsanlığı,
İdealist bilim adamlığı ve
Bilim aşkıyla
İyileştireceği bir başka yere...
Geçerken sarı sarı tarlalardan
Yaralı bir asker görüyor önce,
Gözlerinin ta içine bakıyor asker
Ta içine…
Ölmeden önce…
Sonra
Askerin öksüz kalan çocuğu geliyor
Aniden gözünün önüne…
Yardıma açıyor ellerini Nostradamus
Tutuyor gelecekteki askeri omzundan
Bir metal parçasıyla
Vuruluyor asker birden omzundan…
Birden…
Omzundan…
Yapma!
Yapmayın!
İnsanlığın gözlerini karartmayın!
İlerliyor
Ağır ağır,
Çimenleri
Ve dağı taşı ezen,
Ezen!
Ezip geçen!
Makineler!
Yine
Gözlerinin önünde…
"Silah sesleri" derler
Artıyor!
"Bombalar" derler
Katlediyor bir anda!
İyileştirdiklerinin
Nesillerini! ..
Ölüyor
Çocuklar,
Yaşlılar,
Kadınlar…
Ağlıyor
Bütün çıplaklığıyla
Ve keskinliğiyle
“Yokluğu” yaşayan,
Yaşamaya mecbur kılınan
Geri kalanlar…
Ya neden? !
Ya neden! !
Utanıyor yüzyıllar öncesinden
Yüzyıllar sonrasının savaş çığırtkanlarına…
Her karalıkta
Ve karanlıkta
Şaşıran…
Utanan…
Ve
Acıyan gözlerle
Haykırıyor Nostradamus geleceğe:
Yapma!
Yapmayın!
İnsanlığın gözlerini karartmayın!
(İlk Hali: 30.3.2011, Son Hali: 1.3.2025)
Sinem Ezgi AydoğanKayıt Tarihi : 14.11.2016 04:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!