Yaşamak, artık kapı eşiğinde unutulmuş eski bir pabuç gibi. Çamurlarla savaşmış, tabanı delinmiş; öylece bırakılmış. Kimse eline almıyor onu, kimin bıraktığını bile bilmiyor. Yalnızca çocuklar cam kırıklarını topluyor, sessizce. Ellerindeki küçük parçalara bakınca anlıyorsun; belki bir evcilik oyunu, belki de geleceğin döküntülerini süpürüyorlar.
Umut, eskisi gibi değil. Şimdi bir boş zaman meselesi; şehre çökmüş karga seslerinden bile belli bu. Sevgi ise, pazardan alınmış kalitesiz bir kumaş sanki. İlk yağmurda çekiyor içimize, sanki dokunduğumuzda paramparça olacakmış gibi. Öyle ya, pahalı şeylere dokunmayı çoktan unuttuk. Ellerimiz eskidi, kalplerimiz nasır bağladı.
Hayal kuranlara deli diyorlar artık. Gökyüzüne bakanların başına taş yağıyor. Bir Filistin rüyası paramparça olurken, banka kuyruklarında insanlar sabrı öğreniyor istemeden. Fakirlik, uzayan gölgeler gibi akşam vakitleri üzerimize çöküyor. Gün batmadan önce, herkesin önünde bitiyor o kara gölge.
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta