bir boşlukta uykuya daldım yine ansızın... gecenin serinliği ile uykunun derinliği arasında yine yapayalnızım.. geçmişin verdiği bir yük omuzumda geleceğin yükleneceği sorumluluklarla ilerlemeye çalışıyorum.. nerdeyim ben dünyada mı...
böylesine bir yere alt tarafı iki toprak parçasında yaşayan iki ayaklı canlılardan ibaretken, gökyüzü denilen yerde olması gereken güneş kızılları yok artık... savaş var.. uçan sivri sineklerin konduğu bedenlerin yangınları var eserlerinde...
tertemiz yemyeşil doğanın hiç bir taze meyve kokusu kalmamış cihanda
öyle ki her nefes almaya çalışışımda kan kokusu sarıyor genzimi... midem bulanıyor insanlıktan insan olmaktan...
kime neyin inadına bindiriyorlar ki bu cesetelrin hesabını...
kaç kuruşluk günahların acı kaybını bedenler çekiyor...
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden