Bazen yorumsuz bakışlarla bakıyorum hayata...
Gözlerimin önündeki mahşeri kalabalıkta
her kes bir telaş içinde koşuyor bir yerlere –
biri evine, biri işine,
biri dostuna, eşine...
Biri koşarken karısını öldürmek için,
diğeri koşuyor sevişmek için sevgilisiyle,
ya da her ne sebeple olursa olsun,
hep koşarken görüyorum insanları.
Bir adam yeni doğmuş bebeğinin
kokusunu çekerken ciğerlerine,
bir adam kendini asmakta
kapitalizme borçlandı diye.
Ve işte bu gibi şeylerle uğraşmaktayken insanlar,
ben bakıyorum dünyayı ayıran politik çizgilere,
hafızamda savaştan kalma yorgun ezgilerle...
Nefretimi boğarak kalbimin derinliklerinde
öpüyorum silaha sarılmaya mecbur edilmiş
tüm askerlerin üşüyen ayaklarını.
Ve öpüyorum üzerine insan kanı dökülen
ve her silah sesinde acıdan kavrulan
bütün dünya topraklarını.
Ben birilerinin önünde ağlamayı sevmem de,
o yüzden ağlayamam böyle bir kalabalıkta...
Beni affedebilecek misiniz?
Ağlamaktayken tüm askerlerin anneleri
ve bir terör saldırısında bacaklarını kaybeden genç adam...
ağlamaktayken AİDS”le kandırılan
ve kanserle başbaşa bırakılan hastalar her akşam...
ağlamaktayken yanlış anlaşıldığı için
zamansız ve mekansız tanrı bile,
Ben nasıl ağlamayı sığdırmam kendime küçük düşerim diye?
Ama ağlayamıyorum, beni affedebilecek misiniz?
Ben sadece sarılıyorum insanlara ve tüm canlılara...
ben sadece öpüyorum dünyayı ve gökyüzünü.
Belki askerler silahı bırakıp annelerine döner
ve belki yıkar insanlar aralarındaki tüm sınır kapılarını.
Belki anlarlar, dünyanın toprağı kimsenin değildir,
gözlerimizin önündeki bütün canlı kalabalıklarındır...
Belki anlarlar gökyüzü askeri roketlerin değil, kuşlarındır
ve okyanuslar çöplerimizin değil, balıklarındır.
Kayıt Tarihi : 26.9.2019 01:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!