İnsanın Tutumlarındaki Evirilim 19

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

İnsanın Tutumlarındaki Evirilim 19

Yardımlaşma kavramının anlamı ve yapısı yön değiştirmişti. Artık yardımlaşma bir lütuf olarak hayatta kalmayla öte dünyada karşılığını bulmanın inançlaşması olup çıkmıştı. Karşılığı yerde olan yardımlaşmanın anlamı, yerden alınıp, göğe çevrilmişti. Artık yardımlaşma bu dünyada olmasa bile öte dünyada karşılığı olan bir erdemdi! İnançsal alanın bir öte dünyada karşılığını görme sevabı soyutlamasına dönüşüvermişti. Bu halkın anlama mantığına dönüşen bir toplumsal yansıma idi. çünkü ilahı 'kimini kiminden üstün kılmıştı.' Toplumsal tedirginliklerin halka yansıyan baskısı hep halkın anlama düzey ve düzlemine göre inançlaşmak olarak yansıyacak, aidi olduğu totemde bu anlamaların mantıksal bürünüş görünmelerini ona vahiy edecekti.

Paylaşma ve sembolizm algısı; uygarlaşmayı ortaya çıkaran, uygarlaşmayı organize eden ilkelerden, ilk önde gelenlerdir. Paylaşmanın bir yardımlaşma girişmesi olduğu, girişmelerin ortalama değerler çevresinde git gel yapan dengeleşmelerle bir kırpma, bir süzgeçleşme, bileşke durumları olaraktan gerçeklenmelerdir. Her paylaşma, bir kendine özgü yol alışın, sosyal konuşlar organizesidir. Her sosyal organize, bir sağlayışın tutum alışıdırlar. Her tutum alışlar, bir uygarlaşma ortaya konuşturlar. Konuşlar, olumlu veya olumsuz görülse de, kurallaşmayı ortaya koymuştur.

Sembolizm de uygarlaşmanın temel dinamik davranış biçimidir. Sözün gelişi, hukuk üreten sistemler, uygar olan ve uygarlaşmış sistemler olarak bilinir. Hukukun organizesi, değişik yollarda gerçekleşirse de, temelde hukuk da, tıpkı totemizm gibi, ilahçı anlayışlar gibi inançlaşmalar gibi kurumlaşmalar gibi bir sembolizmdir. Sembolizm, bir durumun değişik geçişler üzerinde dönüştürülerek, sosyal (halkçı) yaşamların anlayacakları mantık düzeyine dönüştüren (converter) , uygarlaşma ilişkileşmesidirler.

Yaygınca bilinen kişisel intikam duygusu, toplumsal gücün meşruiyetliği ile toplumsal güç hukukun üzerinden dolandırılarak, kişi hukukunun, kişler boyutundaki sanki kendi sağlayışının doyumsal elde edilmesi şeklini almıştır. Kişilerin iç acılarının karşılığını alması anlaşılma boyutuna indirilmiştir. Böyle bir anlama, bir uygarlaşma sembolizmidir. Sembol kılmadır Yani toplumun paylaşmasıdır.

Bu nedenle çağdaş insanların sembolizmi, bir hurafe bir batıl anlama, eski bir adet sanması; en büyük cehaleti dir.Temelde ittifakların karşılıklı ürünlerini ödeşmeyi bir tapınak sembolizmi üzerinde geşiçtirerek meşru yapması ile çağdaş insanın vergi kutsaldır, size yol su elektrik olarak döner, deme uygarlaşma sembolizmi arasında hiçbir fark yoktur. İkisi de inasanın, anlayışsal mantık temelini oluştururlar.

Totemizm ve hukuk işlevsel belirim ve devinimler olaraktan, aynı temel eşleşenlik gibilerse de, süreçsel geçişmeleri belirlemek, belli karekteristik özellikleri içermek, dönem düzenleşme referanslarının özel farklılıklarını anlamak gibi nedenlerden ötürü, farklı tınışımladırlar. Örneğin her ikisi de yasa olma gücünü ortaya koyarlarken, totemizmde savunma yoktur. Oysa savunma hukukun özünü oluşturur.

Kullanım dili olarak totem sembolü, sosyal birliğin paylaşımıdır. Toplumun paylaşımı, sosyal birliğin paylaşımının üzerine, daha nesnel ilişkileşmiş, toplumcu gruplar arası ittifakın devinmesidir. Totemizm paylaşılan bir anlayıştır. Kişiler anlayış ve anlamalarından çıkıp sosyal birlik gücüne doğru gider. Ve bir genelleşen anlama paylaşım, tarzının oluşturulmalarıdır. Yine, genelci sosyal totem anlayış kaynaktan yani totemden çevreye doğru yayılan, özelleşen, kişilere inen bir anlama ve anlayış edimler paylaşımıdır.

Totemizmin özünde, insanın duygularından olan, sanı kanılarının olduğunu çok kez belirttim. Egoizm temeli yararına yönelik devinme gelişmeleridir. Duyguların kaynağı iki şekilde belirlenip girişirler. Biyolojik olan genetik aktarımlardan kaynaklı duygular. Ve kişilerin nesnel yaşam çevrelerindeki uyarılarından aktarılan, çevrimsel sanı kanıcı, elem haz gerilimlerindeki oluşmalardandırlar hayallerimiz.

İnsanlar, duygularının hayalini yaratırlar. Hayaller eğilip bükülür, istenildiği gibi kırpılıp yamul tulup şekillendirilirler. Tıpkı hamur ya da balçıkla oynayan insanın oluşturduğu ilk şekli değişik biçimlerde şekillenerek yeni suretler oluşturması gibi belleğimizin bir oyun ve tez antitez, sürmesidir. Hayaller, tez ve antitezini şekilden şekle sokarak, fanteziler geliştirip, modeller oluşturmasının temelidirler.

Sözün gelişi, insanın beklemediği bir şekilde, aklının almayacağı bir durumda, sonu mutlak ölüm olan bir kavranış badiresinde iken, bir şekilde kurtulan insanın duyguları, hayallerini tetikleyecektir. Kurtuluşunun bir görülmez mana algısıyla kayralaştığını düşünüp hayal edecektir. Hayal zamanla giyinişten giyinişe zorunlu biçimlenecektir. İşte duyguların kaynağı olan hayal edişler, totemizm anlayışının da kaynağından biridir.

Duyguların bir biyolojik iç durumsal kaynağı olmasıyla ve dış çevrenin nesnel uyaranlarının bileşen girişimleri olması gibi totemizm de; mana hayal gücü kayra algısıyla birlikte somut görsel uyaranların izdüşümcü bileşke, biçimlenişlerinin nesnelerle ifade edilişidir. Kayra mantığının kökü insan egoizmidir. Egoizm, “ben merkezli” düşünmesinin sonucudur. Yani öznenin her şeyi kendine göre başlatmasıdır. Her olgu ve olayı, kişinin kendisine göre enforme etmesidir. Buradan da kişiler kayra egoizmine varacaktır elbette.

İnsan tutumlarının, insan erdem ve ahlaklarının bu temelleşmeler üzerinde, farklı sosyal ve toplumsal ilişkileşme, üretim tüketim ve gelir bölüşmelerinin girişme düzenleşme, konumlarının oluşması ile varlaşmalardırlar. Her zaman yer zaman bağıntılı, salt olmayan sürekli değişen anlamalardırlar.

BİTTİ

12.09.2009

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 22.2.2010 23:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya