İnsanın Tutumlarındaki Evirilim 16

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

İnsanın Tutumlarındaki Evirilim 16

Olacak olan şuydu; 1- Sosyal birliğin temel devindiricisi olan, meşruiyetin olumlama kaynağı olma girişmesi ele alınacaktı. 2- Grup üyeliği kabulüne uygun, aidiyetçi amaçlaşma edimselliği girişmesi ele alınacaktı. 3-Sosyal birlik gücün, bir buyurma yaptırım ve tartışılmazlığı algı girişmesi ele alınacaktı. Bu üç temel kutsallık anlayışının kaynağıdır. Bu kaynaklar (kutsallıklar) , baz alınacaktı. İnsanda sosyal devinme çıkarmanın ve insanı topluma katılmanın başka yolu yoktu. Kutsallığın kaynağı nesnel ve özneldi.

Burada kutsallık kavramına birkaç cümlelik açış yapmalıyım. Kutsallık sosyal birlik gücün muktedir oluş ve karşı konulmazlık algısıdır. Sosyal birlik gücün kaynağını iki oluşma sağlar. 1-Temel gereksinimleri sağlayışın ilişkileşme gücü kişilere, sosyal birliğin gücü olarak yansır. 2- Kendisinden önceki atalar deneyimlerinin güvenceli pekiştiriş olması da kişilere sosyal birliğin aktarım gücü olarak yansır. 3-Atalardan aktarımların yansıması, bir başka boyutu ile kendilerindeki var olan sanı kanı gibi mana algılaması imgelerini harekete geçirir. Bu atalar mana gücü (ruhu) ile iletişme ve onlardan iletiler alma, gezildiği her yerde bu ruhlarca (mana gücünce) gözetiliyor oluşu imaj hareket algıları vardır.

Ataların buyururlaşması ve bu buyruklaşmaya izafeten; atalar totem gücünün, mana algısı olması gibi iki meşrulaşma yolu vardır. Bunların insandaki bileşke iz düşüm güvencesi, değişmez olma ve itirazsız kabul edilme olan, kutsal oluş imsel algılayışlarıdır. Gelenekleşmiş olan kutsallığın temelinde, nesnel ve öznel ilişkileşmenin belirimi vardır. Hali hazırda daimi oluşun, sürerde olmanın; bileşke iz düşümü, sanal kavranışları da insanı, kutsallık algısına vardırır.

İşte bu tür algılar toplumda da yine temel devindiriciler olmak zorundaydı. Çünkü eldeki malzeme buydu. Yeni çevre bu malzemeden dönüşmelerle işlev çıkaracaktı. Yapının temeline bu envanterler bir kez girmişti. Bu devindiricilerin zaman ve zemin düzlemleri, artık geçmiş zaman olan, sosyal birlik ilişkileşme düzeyini ve mantığını, referans alarak bağıntı kılmaktaydı. Bu da, yeninin anlaşılır olması yerine, anlaşılmaz olması demektir. Yeni olanın edimsel tutumları, insanlara nasıl kazandırılacaktı?

Elbette bu, sosyal birlik çekimleştirme devindiricilerinin referans alınmasıyla olacaktı. Bu referanslar işlev ilişkileyişler olarak; “yeni zemin alan devinmesini” sağlarken, önceki zemin alan devinimi kazanç ve üretimindeki her bir sapışı ve farklı olmayı da tespit edecekti. Yeniyi eskiye göre olumlamanın kıyası bir reddiyedir. Eski referans kılınacak ama yeniyi ölçmede başarısızdı. İşte referans edilecek totem kısmın, buyruklaştıran olumlama gücü yaptırımı, semboller üzerinde dönüşerek insanların yeni olanı, eski mantıkla kavramaları sağlanacaktı. Yeni olanla, eski anlayışsal mantık düzeylerine seslenilecekti. İşte sembol kılma bu seslenişin dönüşmesini sağlayacaktı.

Önceye referanslı (bağıntılı) mantık koyuş ve içsin melerin kabullenilmesini sağlama da, zorunlu bir sembolizmin geçişen düşünme alan konutları olacaktı. Eski mantık çıkarımı yanına, yeni mantığında işleyişsel anlayışlılığını kazanmaları, yeni mantığın da, kategorik kalıpları olacaktır. Her iki mantığın girişim yapmasını da, bu türden, eski mantık anlamalarının kalıplarındaki, sembollerle sağlayacaktılar.

Çobanlığın ve toprağı ekip dikmenin gelişmesi; yerleşik yaşamın oturmaya başlaması ile ve bunlara bağlı ufak ufak grup temasları başlamıştı. Çoban ve tarım anlayış eğilimli alan kültleri oluşmuştu. Üretim temelli alan kültleri, grup temaslarını öngören zorlamaları yaparken, ata soy totem temelli etnik alan devinmeli alan kültleri birbirini dışlıyordu. Zaman ve yeni olanın yönü, ittifakın gözetilmesi idi. İttifak olguları girişmişti.

Birleşme ve dağılma yönlü olan iki alan devinmelerden, nasıl bir ittifak çıkacaktı? Bu devinmelerin her ikisi de nesnel temelli iken, etnik temel anlayışlardaki sanallıklardan ötürü, grupların öznelliğini daha çok çığlaştırıp, öznelliklerini ortaya getiriyordu. Böylece özne ve nesne temelli kültlerin mantık işleyiş alanları da çok farklı idi. Bu farklılıklar ve yeninin kendi zorunlu nesnel mantığı nasıl tutumlaşacaktı? Ve nesnel mantıkla zorunlu oluşacak, nesnel mantığın yansıması olan öznel mantığı (ahlakı-erdemleri) nasıl anlaşılır kılıp birbiri ile uyuşturulur yapılacaktı? Olumlanacak ve olumlamanın yaptırım meşruiyet kaynağını kim temsil edecekti? Ya da meşruiyet olumlamasının kaynağı olmayı, hangi kültün totem yaptırım gücü, üslenecekti?

İki farklı etnik grup, haydi deyince bir araya gelip kaynaşmaları olası mıydı? Kutsal var oluş ve ata soy totem var oluşları; kişilerin bir nüfus cüzdanı idi. Bu kimlik tanıtım kartı, yani kafa kâğıdının aktifleşmesi yeni durumun ittifakı seçimleşmesi içinde daha bir zorunlu hal olmuştu. Yeni durum bu tür “aidiyetliği çok aktif” kılmıştı. İşte evirilişin en önemli işlevleşmesiydi bu; “yeni gelişmelerin, eski var oluşların üzerine devindirilmesi eylemidir” bu. Bunu yaparken, kimi eski olanı daha aktif kılarlar ve kimi eski, yeni işlevselliklerle devinirdi. Aktifleşme, yeni çevrenin seçiciliği ile oluşmuştur. Zaten var olan ve sadece kendi grubuna hitap eden (grup içi) aidiyetliği, şimdi kendisi dışına da hitap ederek, enformasyonlar verip, girişecekti. Söz gelimi, farklı etnik totem soydan olma kimliğiniz, karşı grupla cinsel olarak birleşebilmenin meşru oluşlar mesajını taşıyordu. Aynı totem kimliğiniz, aynı totem soy kardeş oluşuyla evlilik yasağınızdı.

Tüm bunlar, ana temel devindiricilerin, geçiş sembolleri üzerinde, yeni işlevlerle, yeninin anlaşılır olmasıdır. Ve sembolizmin eski ile yeni arsındaki endeksli olan geçişmeyi anlatım işlevlerini sürdürür olmasıdır. Yeni yasanın anlaşılması, ancak sembolizmle mümkün olacaktı. Kimi etnik tutumları da ittifak dışına, bu semboller üzerinden atabilecektir.

İlk sembol kılınış araçlaşmasından birisi de tapınak mana algısıdır. Ata totem, soy oluşun koruma olumlaşma kararlarının alındığı bir çeşit ittifaklar kamu alanı idi. Kutsal oluşun ve kutsal kararlar alınmasının, somut olarak oluştuğu yerdi. Her bir grubun, birbiri ile temas kurup, bir araya geldikleri, kendilerinin güven içinde hissettikleri, bir çeşit dokunulmazlık sağlayan kutsallaşma evi tapınaklar var edildi. Hiç kimseye ait olmayan, hem ittifakın karşılıklı yükümleşmelerini, ödeştikleri yerdi.

Sürecek

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 18.2.2010 20:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Salih Kozan
    Salih Kozan

    Yüreğinize sağlık keleminiz hiç susmasın

    Cevap Yaz
  • Osman Erdoğmuş
    Osman Erdoğmuş

    Doğum gününüz münasebeti ile uğradığım sayfanızda,
    Bu güzel çalışma ile karşılaştım.
    Tebrik ederim

    Yaşayacaklarınız,
    Yaşadıklarınızdan

    daha renkli,
    Daha hareketli,
    daha bereketli
    Geçmesi temennisi ile

    Doğum gününüzü tebrik eder
    Sağlık
    Afiyet
    Başarı dolu bir ömür
    Yüce Rabbimden niyaz ederim

    Osman ERDOĞMUŞ
    SAKARYA

    Cevap Yaz
  • Arap Kurt
    Arap Kurt

    hiç bir insan bin yıl önceki insandan akıllı değildir
    onu pratik ve akılı gösteren sadece ve sadece içinde bulunduğu çağın gereksinimleridir!

    yazınızı beğenerek okudum bayram hocam

    mantık dediğimiz şey se;bir çeşit kalkandır.kişinin kendisini koruma ve bir olay karşında zararı en aza indirmesidir

    insan denilen bu karmaşık varlık;kendinden önce yaşayanların olaylar karşısındaki tutum ve davranışlarını bildiği halde bir çok hatalar yapmaktadır
    her devirde bir uyarıcıya ve rehbere ihtiyaç duyması bundandır
    saygılar

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Bayram Kaya