Karşı taraftakinin elindeki mala ulaşmanın bedeli olarak, karşı cinsin seksi ihtiyacı sağlama değiş tokuşu araya girecekti. Artık aşk yerine, çoğu kez tek taraflı, alınıp satılan seks vardır. Meta ürününü diğer cinsin yanına, cinsel kurunun, bir yakınlaşması olaraktan götürülmesi de; zaman içinde ortaya konan bir ahlak olu vermişti. Bu günkü anlamda, kadın ve erkek fahişeliği; tarihin ilk meslekleri arasında, kısa sürede yerini alır olacaktı.
Önceki genel cinselliğinin, aşk olarak, kutsallıkla oluşunun yanı sıra da; bir cesaret gösterisine başarı ödülü olaraktan da, sunulabiliyordu. Sosyal birliğin kendisine özgü bir zamanı içinde, aşk daveti bir düellonun, bir kur yapmanın, bir hoşlanmanın, karşılığı da olabilen seremonileri de vardı. Ama aşka davet henüz hale yola konmamış, belirti olarak süren, sosyal birliğin aşksal, ruhsal seksi de vardı. İşte bu var olanlar, yeni özelleşmenin tutumlaştırmasıyla da girişti.
Bu tür özel üretimler, hem araç, hem emek, hem de ürün olarak, çok kısmi özelleşti. Ürünün kişiye özgü oluşu; zaman içinde, hem araçlar bağlamında, hem artık ürünün birikimi bağlamında, bugünkü anlamda, miras dediğimiz olgu ve kaygıları doğurmuştur. Tekilden, tikele, kaoslu gelişmeler, klancı komün anlayışında, felaketler algılatacak süreçlere doğru bir gidişti. Bunun yavaştan yavaştan kendisini hissettirir oluşu, kendisini dayatmağa başlamıştı. Buradaki felaket, eski alışmalardan vaz geçişinin bir duygusudur. Bilinen, garantili olan, güvenlik içinde yapılan davranışların, rahatlığındaki kopmanın, kırılma ve çelişme duygularıydı.
Kabaca, eskinin klan, nesep aidiyet soy sürüşü, şimdi; kişilerin soy sürüşüne dönüşmüştü. Şimdiki garanti ve güvenlikli yaşantılaşma, mülkü olanlarda daha bir güvenceli duruyordu. Bunlar mülkiyetin ve nesebin bir özelleşmesi idi. Yine buna bağlı olarak uzun süreç içinde cinsler de, cinsellikte özelleşmişti. Tarih yepyeni bir süreci ortaya korken, klan ahlak anlayışı, felaket derecesinde enkaza dönüşmüştü. Alabildiğine rekabet ve meta ürün gücü, kişilerin karşısına çıkmıştı. Klan ben katışması, şimdi tek tek bireyler beceri kazancına dönüşmüştü. Artık klan komün ortak yaşamındaki huzur ve paylaşma, her toplumsal yaşamın derinleşen tedirginlik veren kaygıları boyutlarınca bir cennettin hatırlama söylence algısı olmaktan öte gitmeyecekti.
Sosyal birlikteki ilk temel yasa, güce boyun eğerliktir. Yani güç ve gücün buyruklarının olumlaşmasıdır. Bir olumlayan güç olarak, etnik klancı totem; yeni durum karşısında yetersizdi. Yeni durum, bu eski totemci gücün üzerine inşa edilecekti. Yeni durumun, kendine özgü ahlaki anlama ve kurallaşma öznel değerlemeleri ile de giriştirilerek totem güç ve onun olumlaması önce ikizleşerek, yarı insan yarı ilah özelliği kazanacaktı. Bir toplumun yarı insan yarı totem ilah gücü Gılgamışsa diğerininki Enkindum idi. Bir grubun ilahesi, İnanna ise, diğerininki İştar, ikizleşmesi idi.
Gılgamış (Bilgameş) ve Enkimdum, beraberce aynı ilahenin (inana veya İştar’ın) sütünü emeceklerdi. Biri, bir memesinden, diğeri de öbür memesinden aynı anda süt emerek, iki ayrı klan totem aidiyetin birleşen ittifaklarını onaylayıp olumlamıştı. Böylece yeni ilah ya da ilaheler, tarihte ilk kes, toplumu ve doğayı düzenleme görevini üslenmişlerdi. İlk toplumsal düzenlenişte, ittifakların sütkardeşliğini sağlar olmanın buluş ve adımıydı. Ve ortaya meşru bir kurum ve kurumsal ahlak çıkmıştı.
Bir klan üyesi hastalandığında birlikte yası tutulandı. Kiminle cinsel birleşeceği klan başınca belirlenen, ama meta gibi bir dalavere ile elde edilmesini asla düşünmediği, bir seksi vardı. Şansızlık veya diğer nedenlerle de olsa, kişi av yakalasın yakalamasın, avdan nasibini alırdı. Bir düşmanlığa uğradığında, klan savunmasını arkasına alırdı. Saldırı klana olur savunmayı da klan yapardı. Kişilerin, çocuğu, eşi olmadığından, onu doyurmak gibi, sorumluluğu da yoktu. Klanı, doyurmaksa ortaklaşa herkesin için ortak bir sorumluluktu. Şimdi ise özel mülkle, kaybolan klan gücü desteği yerine; yeni bir arkası olmayı edinmek zorundaydı. Arkası da ancak, soylaşıp soplaşma, boylanması ile olabilecekti.
Her başlayan süreçler gibi, cennetin de sonu gelir. Yaşlının, güçsüzün yaşam bulduğu cennet bitmiştir. Emeğin ve malın; kişiler bazı özelinde, daha tekil ve tikel arzularla ortaya konmuş olması; klan komün anlayışının “yasak kurdu” oldu. Yasak kurt olan özelleşme elması (mal ve mülkiyet bilinci-bilme ve fark etme bilinci) bir kes, sosyal birlik üyelerine yedirilmişti. Cennetin Adam’larına ve Eva’larına ve cennetin nimetlerine, artık dönüş yoktu. Cennetin son bulması ve cennetten kovulma kaçınılmazdı.
Daha doğrusu elmanın (özelleşmenin bilinmesiyle) ve yenmesiyle; cennet süreçle dağılmış, cennet yok olmuştu. Cenneti dağıtan süreç, ilk özel mal edinişle; “burası benimdir” deme cüreti ile olmuştur. Uygarlıklar da, ahlak da, vahşette; iyi de, kötüde; güzel ve çirkin de; güçlü-güçsüz, özgür- köle, erdemli erdemsiz, ezen-ezilen, mutluluk-mutsuzluk buradan doğacaktı. Üretmeyen, kıt üreten, cennetin avanta ve asalaklığı, yaşamı bitmişti.
Komün klan, bağrında çıkardığı özel mülkiyeti, kişi emeğine, kişinin kendisinin sahip çıkması olgusu komün için baş belası idi. Komünün kendi somut yaşamın, öznel değerleri de yeni olanın öznel değerleriyle çatışmaya başlamıştı. Bir kez şeytan komünün içine girmişti. Artık şeytan: fesadı, rekabetleşme üretim olgusunu, vermişti insana. Hava (yeni olan kadının ilk tarımsal üretimde erkeğe göre başlarda tarımcı olması) elma vererek, Âdemi kandırmıştı. Bunun suçu yılanın (başka bir yılan totemli grubun) temasındaki girişmelerde kaynaklanan yeni gelişmelerin, komun gruplara travma algısındaki sonradan sembolize edişlerde aranmalıydı. Öznel tartışmaları başlamıştı.
Sürecek
Bayram KayaKayıt Tarihi : 8.2.2010 10:55:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Bayram Kaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/02/08/insanin-tutumlarindaki-evirilim-08.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!