Hatice Sever - İnsan ve İç Dünyası Şiiri ...

Hatice Sever
18

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

İnsan ve iç dünyası:şeytan….

Gece ve gündüzün birbirine en uzak olduğu, karanlığın bütün gücüyle güne yüklendiği 2-3 sularının ve güneşin tüm mızraklarıyla saldırdığı öğle vaktinin arasındaki uzaklık, dipsiz bir uçurum kadar derindir; insanın iç dünyası ve dış dünyasında olduğu gibi… iki benliğin giydirildiği insan, ortamına göre renk değiştirip soyunur diğer elbisesini. Öyle iki yüzlüdür ki insanoğlu; alkışlarının arkasında sakladığı kıskançlıklarını gizlemeyi de başarır. Peygamberane duygulara bürünüp şeytanı içinde besleyen insan defalarca lanetlenmiş iblisten az mı hak ediyor cehennemde yanmayı? Kenan illerinde ölüme terk ettiği yusufun ağabeylerinden daha masum değil mi o derin kuyu? Dile gelip ‘ben parçalamadım yusufu’ diyen vahşi kurt, düşüncelerini vaftiz etmek için duygularını yalancı şahit tutan bu on Filistinli kardeşten daha inandırıcı deliller sunamadığı için mi suçlu? Şeytan… o içimizde ki kimliği kendine siper edip davası uğruna tanrılara savaş açan bir kahraman değil mi? Şeytan… bedenimizi soyup utangaçlığın muhtaçlığını bize hissettiren bir rahip… Şeytan.. cennetten kovularak asıl vatanımıza sürgün olan bizler hangi yüzle içimizde ki benliği gizleyerek cennetin güzelliklerine layık olabilirdik ki? ... alçakgönüllülükle ağlayan bizleri, kibri ile beleyip sallayan şeytan, yalan vaatleri ile çocuklarını avutan bir annenin merhametinden daha mı fazla acıtıyor? İnsanlara dair o kadar sorularım var ki çarkı tersine döndürüp yeniden başlamak istiyorum. Sokakta ilk kez gördüğüm bir insana bile sonsuz güven taşıyan bu yüreğim şimdi defalarca yemin ettiriyor inanmak için… öyle anlarım oluyor ki bir kelimenin arkasında ki niyetin samimiyetine inanmak için zorluyorum kendimi; lakin şüphe dolu bakışlarla ‘gerçekten mi’ demekten kendimi alamıyorum. Soruyorum; acaba ben mi değiştim yoksa insanlar mı? Ya da hep böyleydiler de ben mi yeni yeni fark ettim mevsim değişince farklı kimlikleri giyen bu insanları? Dile getirmeden edemeyeceğim; geçenlerde iftiraya uğradım. Ben benken beni başkası eden o zehirli kelimeler hak etmediğim bir kuyuya attı beni… işte söyleyin beni sürükleyerek kuyuya taşıyan o kelimeler mi suçlu yoksa ızdırabıma ortak olan o karanlık kuyu mu? Güveni kaybettim, samimiyeti, insanlığı kaybettim… klavuzum şeytanla beraber uzun bir arayışa koyuldum. İnsandan bile daha yakın gördüğüm bu yaratığın beni sürükleyeceği yeri bile bile yine de gitmeyi tercih etmiyorum serap olan babilin bahçelerine… üzgünüm hayat sen de beni kaybettin… sevgi dolu yüreğimi, sana olan inancımı kaybettin. Hayat…Senle yaşadığımı sanarken, çocukken ölmüş ruhumu çoktan gömmüşüm ben. O tabutun içinde ruhumla beraber gömdüğüm bir de kara listem var… listede tek isim, tek suçlu… onu asla affedemeyeceğimi biliyorum. Sonsuz cehenneme gönderiyorum… her gün mezarın başına oturup bildiğim tüm bedduaları okuyorum… işte hayat sen benle beraber dualarımı, melek ruhumu da kaybettin. Kimin kaybettikleri daha fazla bilmiyorum; ama ben kaybettiklerim için acılar içindeyken senin sevinç naraları atman beni incitiyor bilesin…

Tamamını Oku