Onlar artık birdaha asla aranmayacaktır.Garip bir hüznü barındıran bu
silik isimlere bakılır bakılır.Kimi okuldan sınıf arkadaşınızdır, kimi
çok çabuk unutuverdiğiniz bir sevgili, kimi bir cafede aylarca herşeyi
ama herşeyi paylaştığınız birisi; yada istifa ettiğiniz bir yerden bir
arkadaşınız! Soyadları sorulmamış birsürü hatırlanmayan isimde vardır
defterde; ve şüphesiz üstünde isim olmayan telefon numaraları korkunç
bir operasyonla onlarca hayat, onlarca güzellik bir çırpıda ortadan
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
ahanda şiir ?
oy pırasa pırasa dalların kurusa
ninem ıspanak pişirce
usandım pırasadan
midem ıspanak görse
bu şiir işte
dalgamı geçiyorsunuz şiirle derim pesss yani
kuzeyde kalan duygular/arap kurt
'Günün Yazısı' denilseydi bu kadar tepki olmazdı.
Yorumcuların tamamına yakın bölümü Küçük İskender'in bu yazısının şiir diye konulmasınden tepki duyuyor.
Küçük İskender antolojide sevilemeyen bir şair.
Elbette şiirlerinde bir farklılık olsun istiyor.
Sevilecekler var.
Nedense ben de sevmiyorum, kendileri de kimseyi iplemiyor zaten, iplenmediği gibi. Kimse umurumda değil diyor.
Yurarıdaki yazı telefon defterleri üzerine çok güzel bir anekdoz.
Şiir????????????????????????????????????????????
Kim demiş ki bu şiir...Millet kandı,yetişir...Çok nesir bundan güzel...O yazıdan gün ışır...
1 nisan mı diye düşündüm,
Yoksa bu antolojinin bir şakası mıydı,
üyelerinin tepkisini ölçmek için,
Her zaman,
bas bas bağırdık bu sayfada ünlü şairlere ait (her şiiri değil) asgari ölçüde şiir özellikleri taşıyan şiirleri yayınlayın diye,
Her ismi büyük şairin şiiri büyük olmayacağı gibi her ismi küçük şairin de şiiri küçük değildir,
Öyle ünlüler vardır ki, şiirleri, o büyük isimlerinin altında ezilirler, çünkü onlar zorlama şiirlerdir. Öyle küçük isimlerde vardır ki şiirlerinde dev gibi büyürler,
Şiir ve şairi yazdım defalarca,
asgari ölçütleri vardır bu kavramların,
madem ki,
burada şiir olmayacak,
o zaman sitemizin o ünlü şairlerine ait A listenizi yayınlayın,
yayınlayın da,
millet şu popüler listeye giren şiirleri bir görsünde şiiri öğrensin !
A listesi ve günün şiiri,
bu sitede mechul ve malum iki ayrı dünyaya ait iki ayrı kavram.
Hayırlısı olsun kalite herzaman her yerde yakalanamıyor her ne hikmetse....
Bu şiir mi,
pardon bu anlamsız yazı mı,
ta bir sene önce yorumumu yapmışım,
bu sene yenilenmiş hayret,
bir sene önceki youmlar da demek ki yayınlanıyor,
hikmeti ne ola ki?
neyse büyüklerimiz her zaman en iyisini bilir !
Büyük şair ve büyük şiir buysa,
ben hep küçük kalmaya razıyım...
Mankenden şarkıcı,
Düz yazı yazanı şair,
Meclis önünde soyunanının artist olduğu benim ülkem,
Ne garipsin,
Sanat ve sanatçı bu kadar ucuzladı mı ya ?
Hemen semt pazarına koşmalıyım...
Lütfen, ama lütfen Antoloji.com'un muazzam seçiciliğini ve çoğunca satıhtan giden lümpen zevkini hafızanıza zımbalayınız.
Daha acı olan şu ki, İskenden Efendi'nin kendi şiiri hakkında polemik olduğu hususunda hiçbir bilgisi yoktur. Bilgisi olsa da ilgileneceğini zannetmem. Eğer derinlik şahsın öz-şuurundan beslenmeyip, müpheme batırılmış söylemleri yüceltenlerin tezahüratlarıyla zorla kazılmışsa bir adamın ismine, adam ciddiye almayarak da özel olduğu hissini şırınga edebilir karşı tarafa. Ve binlerce gayret-keş şairin ya da şair adayının şiirleri gözden geçirilmek ve uygun olan seçilmek yerine; herkese 'işte bu büyük şairdir' diye ezberlettirilen isimlerin ya da karmaşık söylemcilerin hezeyanları ısıtılıp ısıtılıp insanın önüne konuyorsa; bu konu hakkında yorum dahi yapmak abesle iştiğaldir. İşte bu noktada bu yazı da kendisini imha etmiştir.
Şiir ve şair,
İşte bu kadar kirlenir....
Bu kadar anlamsız ve sofistike bir şiir anlayışı ile nasıl popüler oluyorsunuz anlayamıyorum.Aslında buradaki bazı edebiyat yoksunu üyelerin bir sonucu olarak görüryorum
Sayın iskender.
Cümleleri ikişer, üçer sözcük bölseydiniz daha fazla şiire benzerdi. Belki de yorumcuların görüşü de değişirdi. Ne dersiniz?
BİR ŞAİR DİYOR Kİ; 'TÜRKİYE MEŞHUR OLMUŞ KÖTÜ ŞAİRLER CENNETİ, MEŞHUR OLAMAMIŞ İYİ ŞAİRLER CEHENNEMİDİR.
KÜÇÜK İSKENDER DE MALESEF ŞİİR YAZMADAN MEŞHUR ŞAİRLER ARASINA GİRENLERDEN.
Bu şiir ile ilgili 69 tane yorum bulunmakta