Bir meydanda durdular.
Hiçbir tabela yoktu.
Ama her köşeden bir yüz geçiyordu.
Hepsi yürüyordu,
ama hiçbiri bir yere gitmiyordu.
Cemil, çocuğa döndü:
— İşte burası… İnsan Olma Denemeleri’nin
başladığı yer.
Çocuk şaşkındı:
— Deneme mi?
İnsan olmak doğuştan değil mi?
Cemil gülümsedi:
— Hayır.
İnsan doğulmaz,
insan olunur.
Ve bazen
ömür yetmez buna.
***
Bir yazı belirdi kaldırım taşlarında:
> “Bu şehirde en zor meslek: İnsan olmak.”
İçlerinden biri bağırdı:
— İnsan olmayı bilen kaldı mı?
Diğeri sustu.
Çünkü cevabı olanlar bile
söylemeye cesaret edemiyordu artık.
Cemil yürümeye devam etti.
Bir kadın ağlıyordu sokak başında.
Kimse dönüp bakmadı.
Çocuk sordu: — Neden görmüyorlar?
Cemil:
— Çünkü herkes gözlerini
ekranlara yatırdı.
Artık insanlar,
acıyı yalnızca haberlerden izliyor.
Yanı başında olsa bile…
***
Bir anons yankılandı meydanda:
> “Merhamet süresi dolmak üzeredir.
Lütfen vicdanlarınızı güncelleyiniz.”
Kalabalık başını kaldırmadı.
Çünkü bu çağda,
en büyük yalnızlık,
topluluk içinde duyulamamaktı.
Çocuk bir taşın üzerine oturdu.
Ve küçük bir kâğıda şunu yazdı:
> “İnsan olmaya çalışıyorum.
Ama çoğu zaman
ya makineleşiyorum
ya susuyorum.”
Cemil başını eğdi, fısıldadı:
> “Susmak bazen insanca,
bazen de suçluca olur.
Ama en tehlikelisi
duyarsızlaşmaktır.”
***
Bir ses yankılandı içlerinden:
> “İnsan olmak,
gözyaşına dokunmaktır.
Dilsiz bir çığlığı duymaktır.
Kırılmadan kırılanı anlamaktır.”
Çocuk başını kaldırdı:
— Peki biz insan mıyız?
Cemil bir aynayı çıkardı.
Çocuğa verdi:
— Bu aynaya her gün bak.
Ama yüzüne değil,
gözlerinin ardına…
Eğer orada bir kıpırtı varsa,
henüz geç kalmadın demektir.
Son bir dize düştü gökten:
> “İnsan olmaya çalıştım
ama her gün biraz daha unuttum
nasıl olduğumu…”
Kayıt Tarihi : 24.10.2025 23:49:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!