**Yaşamak neleri öğretiyor. Dışarda masum görünüp terbiye takınan, içerde e mail yazarak, ‘hangi ruh durumundasın bilmiyorum…..’ diye, cüratkârca yozlaşan insan manzaraları.**
Bazı sözler karanlıkta söylenir diyorum yazılarımı yazarken. Bazı sözler hiç bir zaman
diyorum. Sorular kulvarında kendi sesimin kalıplarıyla uyanıyorum. Rüyalarda mıyım? Ya da böyledir diyerek, hayatı fikirlerimin eskiyen dakikalarına yükleyerek, kahrediyorum.
İsyanın şiddetiyle çoğalır çoğu zaman bu efkârlı öfkelerim. Çoğu zaman boşlukta kalır haykırışlarım. Bah! Güçlüler daha güçlü, zayıflar daha zayıf… Birilerini ezerek yükselmeye çalışan insan manzaraları. Nerden gelmiş, nereye varan…Kayboluyorum ah, şehlayım kendi iç dünyamın karanlık girdaplarında
Zaman zaman anlamsız kılan insan manzaraları yerleşir benliğime. Kendimi yok sayarım birden. Ne yana baksam haksızlık çünkü. Ne yana baksam yüzsüzlük, ne yana baksam yalancılık… Ağır aksak insan ilişkileri…Çıkarlar üzerine kurulan arkadaşlıklar…İlerleyen ve giden tek düze yaşamlar biçimi. Kimileri haklı kimileri haksız. Kimileri dişli, kimileri dilsiz. Haksızlığa uğradığı halde susmayı yeğleyen arkadaşlarımız
Kimi zaman hasret kalırım dürüst, içli bir kahkahaya,…Ya da sohbet sofrasında demli çay yudumlarken sıcak muhabbetlere. Özlerim gerçek dostları…Nerdeler? Nerede? Kaybolan anlamlarda iki ağaçlı yol.Yaşamın kıyısından hangi kaldırım, hangi devir ve hangi yengilginin parçalanan imgelerinden geçiyorum. Yaprak yaprak düşüyorum zehir zemberek memleketlilerimden.. Vurdumduymazlıkları haksızlığın kanayan sessizliğinde. Çürür tek başına inanmışlığım.
Yaşananlar, yanlışlar ders verir mi bilmiyorum. Hayat okulunun diplomama aktardığı ikinci not insan manzaraları diyorum. Daha bir güçleniyorum. Daha bir sesli… Haksızlıklar karşısında susmayı yeğleyenlere daha bir dakik.. Daha bir sarılıyorum yapmak istediklerime. Adlarını ölesiye koyduğum aşklarıma daha çocukça bağlanıyorum. Alnımı yaslıyorum kalbimin kırık aynalarına ve gülüşlerimi ekliyorum edebî hattına.
Heyy! Yıkın korkunun krallığını be! Alıp vereceğiniz ne var bir kuru nefesten öte! Sakinleşiyorum… Vardır her şeyde bir hayır diyerek yeniden dönüyorum gazete yazılarıma, Bir başıma geziniyorum kelimelerin güz sokaklarında. Biliyorum ki, yaşamak ve hayat arabesk hüzünlerle doludur. Kentim sessizleşiyor yeniden yüreğimin ebedi şiir koridorlarında. Süslenirler yeniden imlâ avlularım. Çünkü çoktan unuttum Türkiye’mden kalan insan hatıralarını… Heyhat! Çoktan unutmuşuz atalarımızdan kalan o insan değerlerini!
02/02/2009
Sevgili Özbek
Sevgili ÖzbekKayıt Tarihi : 4.2.2009 23:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
duygu yüklü bir yazı
TÜM YORUMLAR (4)