İnsan Kırıntıları Toplarım Yerlerden

İNSAN KIRINTILARI TOPLARIM YERLERDEN

Nasıl zaman dost düşman belli değil
Ne güzel insanmış eski düşmanım
Dostun da hasmın da diyorlar eğil (yiğidi gerek)
Şimdi düşman dediğime pişmanım

İnsan kırıntıları toplarım yerlerden
Çöpe atmışlar Ferhat’ın aşkını
Şirin av peşinde tazı
Kadim bir dost gördüm sahafta
Fareler basmış gönül köşkünü

Parmaklar huzursuz
Gözler tedirgin
Yalvarmalı bakışlar dilenci
Şefkat yoksulu serseri bir lisan
Allah rızası için be ablam
Bir şişe şarap parası insan

Anason kokulu gecelerde
Dolaşmış Aslı’nın saçı
Leyla’nın aşkı içsiz dolaşır masaları
Mecnun’u sarhoş etmiş bir züppe
Haram bir ter kokusu sokağa bulaşır
bakir bir kıza kırkıncı fistanını pazarlar bir kahpe
biri üstünde
kalanı henüz bohçada

Sınıf atlamış
Dümbüklüğe terfi etmiş çerçi amcalar
Kirletmiş saflığını al yazmalı bacılar
Akşamdan yitirmiş ışığını sabahlar
Ne kentli ne köylü bocalar
Bağlanmış yolları derelerin

Aydınlar pes etmiş sarayın soytarısı
Entel fahişeler revaçta
Mühürlenmiş gözleri kulaklarıyla
Kükremeleri saray kapısında hav havlar
Yiğitsen yüreğini göreyim açta

Hak adalet emek çoktan kakmış tedavülden
Ekşitip aşkın, emeğin, işçinin tadını
Değiştirmişler kahpeliğin kapitalistin adını
O şimdi ya iş adamı ya hayat kadını
Baş tacı ederler tümcelerin piçini
Yitirmiş soylu kavramlar anlamını
Sahi hangi sahtekar boşalttı bu sözcüklerin içini

O bıçkın gençler artık yoklar
İt olmuş kurtlar bir dıkım ete
Önündekinin kuyruğunu koklar
Direnen de var elbette
Onları dereler tanır
Yaprak tanır
Toprak tanır
Bayrak tanır
Çevirmiş etrafını dalkavuklar
Çatlamış arı oğulun kızın
Analar bakmaya utanır

Onurun şerefin haraç mezat
beş paraya satıldığı yerde
İnsan kırıntıları toplarım yerlerden
Bu yıldızlarda nerde
Kim yağmalamış yıldızları bu şehirden

Bu kaçıncı indirim aşkta

İflas etmiş binbir gece masalları

Şeref onur ırz ar namus satılık
Akıl fikir basiret us satılık
Deyyus tezgahında yunus satılık
İnsanı kamil denen perişanım

Mahmut Nazik 05 12 2014 Mersin