İnsan Kendini Saklar- Garib Çoban
İyi olabilmek için her şeyini kaybetmeli, kendini kazanman için.
Nereye?..demişler deliler şeyhine!..
Bilmem ki demiş.
Bazen vazgeçmek de ilerlemenin başka bir biçimidir, olabilir.
Asıl vefa, terk etmeye muktedir olanın vefasıdır.
Fırtınaya karşı koyan ağacın köküdür.
Bu yüzden insan için derinleşmek, yükselmekten önce gelir.
Oysa güzelliğin sesi kısıktır konuşurken, sadece en uyanık ruhlara yanaşır.
Herkes kendi tabiatına göre sever, bense seni, senin gibi severim.
Hayattan bir şey öğrendiysem o da şudur!..
Herkes her şeyin farkında.
Ve hiç kimse hiç bir şeyi yanlışlıkla yapmadı.
Soğumuş demiri, çürümüş eşyayı düzeltmeye çalışma!…
İnsan nelere sabrediyor ömrü boyunca, nelere alışıyor, susuyor.
Kimse kırılmasın diye kendine ne çok zulmediyor.
Kalp kırmaktan korkan kimse, kalp kırıklarının acısını en iyi bilendir.
Dıştaki putçu kibir, içteki fakirliğin eseridir.
Yani içten çürümüş hiçbir şey için emeğini harcama.
Herkes kendi tabiatına göre sever, bense seni, senin gibi severim.
İnsan olmaktan hiç yorulma!..
Çünkü sadece beşer kaldı.
İçindeki tüm güzellikler için Rahmana şükret!..
Sözünden anlamayana kelâm etme.
Sana kalpsiz olana hislerini açma.
Bazen yiten yittiği ile kalmalı.
Sana hiçbir şey yetmediği sürece, sen de başkalarına yetmeyeceksin.
Terket ki, terkettiğin şeyden daha hayırlısı sana verilsin.
Gidiyorum öyle, kurumuş gönlümün çiçekleri, evvelden, ezele.
İnsan geçmişini düşününce, bazı anlarda kendinden özür dilemek istiyor.
Herkes kendi tabiatına göre sever, bense seni, senin gibi severim.
Anlamsız insanlarla anlamlı ilişkiler kurma çabasına çürümek denir.
Teheccüt vaktinin kıyılarına vurdu gönlüm ay yandı, şems vaktinin kıyılarına vurdu güneş yandı.
Sakallarım kir pas içinde, saçlarım beyazlıyor artık.
Fark edilmek isteyen farksızlaşır.
Karşılıksız sevmeyi ve acıları her şeyi uzun uzun anlatamam.
Perde kalktı mı dünyâ âhiret görünür, mesâfe bir soluktur.
Sessizlik iyidir, her şeyi bir tek o söyler.
Bir daha aynı hayatı yaşama imkânım olsaydı, bazı şeyleri başka yapardım.
Herkes kendi tabiatına göre sever, bense seni, senin gibi severim.
Susmuş olsam fikrimdesin, söyler olsam zikrimdesin.
Mesela kavga etmezdim kaderimle, her şeyin içyüzünü öğrenmek istemezdim, fırsatları kaçırmazdım.
Fakat düşünüyorum da; beni ben yapan, bütün bu hatalardı.
İçimizde doğru, iyi ve güzel olma isteği ve azmi yoksa!..
Dışımızdaki hiçbir eğitim, terbiye, öğüt veya güzel örnek bizi doğru, iyi ve güzel yapamaz.
Onur’un ne olduğunu bilemezsen, başa dönemezsin!..
Bende senin devamın var, çünkü kendini bulamazsın orada.
Herkes kendi tabiatına göre sever, bense seni, senin gibi severim.
Hastalıklı insanlar kendi sevgilerine o kadar çok acı verirler ki, iyi olduğun için.
En sonunda gönülleri ; kendi benliğinden kaçarak putlarına sığınır.
Böyle miydi seninle ahdımız?..
Keşke kendini sevemediğin için beni sevdiğini söylemeseydin!..
Nice acı tecrübeler tadacaksın.
Bütün güvendiklerin tarafından yüzüstü bırakılınca, güvencelerin berhava kaybolunca, nihayet Allah'tan başka kimseye güvenmemen gerektiğini anlayacaksın.
O da değil, bu da değil; yokluğu g/öre g/öre, karşılıksız sevginin varlığına geçmelisin.
Herkes kendi tabiatına göre sever, bense seni, senin gibi severim.
Biz ahireti isteyenin, ahiretle beraber dünyayı elde ettiğini çok gördük.
Ama dünyayı isteyenin, dünyayla beraber ahireti elde ettiğini görmedik.
Zaten acı tecrübeler de bunu anlaman için yaratıldı.
Kâinattaki cennetin, insandaki karşılığı temizlenmiş gönüldür.
İnsanları tanıyınca anlıyorsun; nuh’un gemiye neden hayvanları aldığını.
Teheccüt vakti maşuğu saklar, ama şems vakti aşığı açığa çıkarır.
O kadar yakın ki göremezsin, o kadar derin ki kavrayamazsın, o kadar basit ki inanamazsın; bildiğin gibi değil.
Herkes kendi tabiatına göre sever, bense seni, senin gibi severim.
İmam Ali k.v. sıkıntılı zamanlarında şöyle dua ederdi!..
Allah'ım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle.
Hakkımda hayırlı olanları da gönlüme razı eyle.
Yâ Kef-hâ-yâ-ayn-sâd Yâ Hâ-mîm-ayn-sîn.
Kâf”, el-Kâfî (Allah her şeye yetendir).
“Hâ”, el-Hâdî (doğru yola ulaştıran).
“Yâ”, el-Müeddî (maksada, gidilecek yere vâsıl eden).
“Ayn”, el-Âlim (her şeyi bilen) ve
“Sâd”, es-Sâdık (sözünde ve vaadinde sâdık) demektir.
Bir Huuu dersin aşk hiç, sen Hak olursun.
Hak olmak için, önce hakkını ver herkesin!..
Sırat, muhabbet köprüsü!…
Ya sebebi nedir aşık sadık mı, değil mi?..
Farkında olmadığın an, yaşama dâhil değildir.
Körler geçemez, kesin!..
Ey garib çoban, Hak sende, sen nerdesin?..
Herkes kendi tabiatına göre sever, bense seni, senin gibi severim.
(Y.ed - Biz Bu Dünyaya Niçin Geldik Albümü)
Kayıt Tarihi : 28.8.2024 23:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu zamanda hür insanların sayısı sınırlıdır. (İbn Arabi)
Dünyanın üç yüzü varmış:
1- DÜNYANIN DÜNYAYA BAKAN YÜZÜ
Ehl-i dünya olan kâfir, müşrik, münafık ve
günahkâr müslümanların yaşadığı yön budur.
Hadiste işaret edilen, insanı gaflete, dalalete
atan ve günahkâr bir mümini ise zamanla nifaka
ve küfre doğru götüren yönüdür.
2- DÜNYANIN AHİRETE BAKAN YÜZÜ
Bu yön Âhiretin tarlasıdır. Müminlere şükür,
ibadet ve sâlih ameller için verilen imkânlardır.
3- BİR DE DÜNYANIN ESMA-İ İLAHİYEYE
BAKAN YÜZÜ VARMIŞ Kİ O DA TEFEKKÜRÜ
GEREKTİRİRMİŞ.
Bu yön Esma-yı Hüsna'nın aynasıdır. İlâhî sanat,
hikmettir. Aşka layık derecede güzel ve mükemmeldir.
Fikir ehli ârifler için dünya ve mevcudat bu yönüyle
mektubat-ı hikmettir; zikir ehli âşıklar için ise cemalli
bir sanattır. İnsanın ahsen-i takviminden ve “Gökler ve
yerin oyun olsun diye yaratılmadığını ve bir hak ile ve
bir hak için yaratıldığını” bildiren çok sayıdaki âyetler
bu yönü vurgularlar.
BU çerçeveden bakmak bir mü’min için mükemmel bir şeydir.
YEBRİKLER SAYIN DEMİRCİ
Sanırım,
Hep azdı zaten,
Hala da az!
Çünkü hür olmak için;
-Zeki
-Tutarlı
-Cesur
-Dirençli
-Dürüst (en azından kendine dürüst)
-Seven, sevebilen biri olmalı...
Özgürlüğüne düşkünlük,
Kolay kazanılmaz!
"Deneyim" ister, fıtratında "bağımlılık", biat, başkasının kolayca etkisine girme gibi zafiyetler olmaz!
Bütün bunları becerebilen kişi elbette "kendisiyle" barışıktır,
Öyle orta yerlerde fazla görülmez,
"Derindedir" kökleri!
Tebrikler Engin Bey...
TÜM YORUMLAR (2)