İnsan kendini özler mi?
Özlermiş…
Bir sabahın en sessiz yerinde,
Henüz kimseler uyanmamışken,
İçindeki o eski sükûneti arar bazen,
Kendi gölgesiyle bile konuşmak ister.
Yıllar akar, yükler değişir,
Ama insanın kendi içindeki çocuk
Bir köşede hâlâ bekler;
Elinde bir avuç merak,
Gözlerinde sabrın uzun ateşi…
Sen de özlüyorsun biliyorum,
En çok da kimseye anlatmadığın hallerini.
Geceye gömdüğün cümleleri,
Büyüdükçe ağırlaşan sorumluluklarını,
Ve sessizce taşıyıp
Kimseye göstermediğin yaralarını…
İnsan kendini özler mi?
Özlermiş…
Bazen bir fotoğrafın kenarında,
Bazen bir arkadaşın yüreğine bıraktığı bir sözde,
Bazen de durup dururken,
Hiç sebepsiz,
Yalnızca bir rüzgâr dokundu diye.
Özlermiş insan,
Bir zamanlar daha hafif yürüdüğü yolları,
Daha cesur attığı adımları,
Daha gür çıkan kahkahaları…
Ama en çok,
Kendi içine doğru açtığı o gizli koridoru.
Senin yolun uzun…
Ve bu uzun yol,
Seni senden alıp yine sana getiriyor her seferinde.
Kimse görmüyor belki,
Ama ben bilirim:
O sükûnetin altında
Yıllar içinde bilenmiş bir güç var.
Durdukça derinleşen,
Konuştukça ağırlaşan,
Taşıdıkça güzelleşen bir güç…
İnsan kendini özler mi?
Özlermiş…
Belki de özlem dediğin,
Kendine dönmenin en zarif bahanesi.
Belki de sen,
Uzun zaman önce çıktığın o iç yolculukta
Kaybettiğini sandığın yanlarını
Birer birer geri topluyorsundur şimdi.
Ve biliyor musun?
Kendine kavuşmak diye bir şey var.
Sessiz bir sabah vakti,
Hiç kimsenin dokunmadığı bir an’da,
Birden fark ediyorsun:
Meğer bunca zamandır özlediğin
Başkası değilmiş…
Kendinmiş.
Kayıt Tarihi : 5.12.2025 09:20:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!