Düşünceyi vurdular
Kefene koydular
Kimi yaktı kül eyledi
Kimi ardından dua eyledi
Kimse ne oluyor demedi
Ağaçlar, havyarlar
Ay ve yıldızlar
Şimşekler, yıldırımlar
Çiçekler, otlar
Dereler, çaylar
Böcekler, kurtlar, kuşlar
Denizlerdeki yakamozlar
Hep birlikte gülüştüler
İnsan işte dediler.
Akıl akıldan üstün deme
Akıl akıla küskün de
Sonra çık er meydanına
Var mı bana yan bakan de
Biri oradan diyebilir
Biz ne bakanlar gördük
Bakarken hepten kördük
Bir masaldır
Gel zaman git zaman
Akıllıdır bizim insan
Yediden yetmişe okusa da
Aynı şeyleri söyler hayatta
Su döverken havanda
Aklı bir karış yukarıda
İnsana insanlara tapınmakta
İnsan bir damla sudan yaratılan
Aklıyla kendini eyleyen viran
Keşkileriyle bir dağ yapar kendine
Tüneller açar derinliğine
Tünelinin ucu görünmez
İnsanda yanılgı bitmez
Bütün faturayı çıkarır feleğe
Küser kendini biçilen kadere
Sorsan kaderini eliyle çizmiştir
İradem hep elimde demiştir
Sormuşlar kaybolan ayları ne yapmışlar
Demiş bir akıllı kırparak yıldız yaparlar
Bir zamanlar dünya dönüyor diye biri insanları kandırdı
Dünya yerinde duruyor beyler, fırıldak gibi dönen insandı
Güneş doğarken yeryüzüne
Sordu hani insanlar nerede?
Ey güneş dinle!
İnsanlar dalmış uykunun derinliğine...
Mışıl, mışıl uyuyorlar
Akıllarını kullanıyorlar
Kullara kulluğa aydınlık diyorlar
Bir varmış bir yokmuş
Develer tellal, pireler berber iken
Dünyada bir insan yaşıyormuş
Aklı, kalbi insanlara hürmüş
Aklı, kalbi doğayla birlikte özgürmüş
Sonra bir felsefe üretmişler kendilerine
Ram olmuşlar insanların ilkelerine düşüncelerine
Bir insana binlerce insan kurban edilmiş
Adına çağdaşlık, aydınlık denilmiş
Boyunlarında, ayaklarında zincirler yokmuş
Kölelik zincirleri, akıllarına, kalplerine vurulmuş
Binlerce kanun çıkarmışlar
Her kanunla insan aklını bir kazığa bağlamışlar
Kanunları insanlara onaylattırmışlar
Başlarına bir jandarma koymuşlar
Gel zaman git zaman
Ortaya çıkmış bir insan
Değişmez, değiştirilmez ilkeler tanımam
Hep beraber tefe koymuşlar
Deli diye çalıp oynamışlar
Şaşkın, şaşkın bakmış doğadakiler
Şaşmışlar insan niye insana köleliği kabul eder
Tanrı insanı hür ve eşit yaratmışken
Hangi akıldır insanı insana köle eden
Köleler hür insanı tımarhaneme tıkmışlar
Akıllanıncaya kadar çıkarmamışlar
Her gün beynini yıkamış doktorlar
İnsanı özgürlükten eşitlikten arındırmışlar
Çağdaşlık, aydınlık, laiklik çipi takmışlar
Toplumların banisi insanlara kul yapmışlar
Sonra hep birlikte yaşasın çağdaşlık diye nara atmışlar
Demişler özgürlük için sadece bir kural var
Ancak ölünce eşitlenir, özgürleşir bütün kullar
Yaşayan kullara yeniden masallar yazmışlar
Her masal ile bir insana tapmışlar
Bilim ve teknolojiden önce robotlaşmışlar
Sanki sanırsın mekanik robotlar
Hep bir ağızdan aynı şeyi konuşurlar
Yaşa var ol ey insan
Artık sen bu yalanla oyalan
26.01.2015 – İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 26.1.2015 15:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Nübüvvete yakışır bir tarzda, gayet derin ve çok asır sonra anlaşılacak bir hakikate işareten, bir defa ÖKÜZÜN demiş. Çünkü küre-i arz, o sualin zamanında Sevr Burcunun misalindeydi. Bir ay sonra yine sorulmuş,BALIĞIN demiş. Çünkü o vakit küre-i arz Hût Burcunun gölgesindeymiş.
İşte, istikbalde anlaşılacak bu ulvî hakikate işareten ve küre-i arzın vazifesindeki hareketine ve seyahatine imâen ve semâvî burçlar, güneş itibarıyla muattal ve misafirsiz olduklarına ve hakikî işleyen burçlar ise küre-i arzın medar-ı senevîsinde bulunduğuna ve o burçlarda vazife gören ve seyahat eden küre-i arz olduğuna remzen,ÖKÜZ VE BALIĞIN üzerinde demiştir.
Bazı kütüb-ü İslâmiyede sevr ve hûta dair acip ve haric-i akıl hikâyeler, ya İsrailiyyattır veya temsilâttır veya bazı muhaddislerin tevilâtıdır ki, bazı dikkatsizler tarafından hadis zannedilerek Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma isnad edilmiş.
DİYE BAKILABİLİR
(Yorumunuz şiir gibiydi)
TEBRİKLER
ancak eğitilir ve müspet yönde geliştirilirse, meleklerin selam verip önünde eğildiği insan-ı kamil olur.....
Kaleminize, emeğinize sağlık sayın Mehmet Çoban...
TÜM YORUMLAR (6)