‘Uyku ! ‘ diyorum
‘Boşa geçen zaman sanki’
Ki, sonunda dalacağız
O uzun malum uykuya...
Açıyorum odamın perdelerini
Yapraksız ıhlamurda uyuyor bir serçe
Üşümüş, başı kanadının altında.
Oysa sabahı kuşlar karşılardı değil mi ?
*
Güneş daha doğamamış...
Buz kırağı bir sabah
İnsanlar geçiyor sokaktan
Elleri eprimiş ceketlerinin cebinde
Kaygılı başları, kendilerine hep ağır...
Akşama eve götüreceği nevale derdinde.
Duramıyorum sıcak odalarda...
*
Atıyorum kendimi buz kırağı sabaha
Önüme çıkıyor simitçi çocuk.
Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme
Belki de , geceden kalan mutlu bir rüyanın içine...
Alıyorum bir kaç simit
‘Annesi mi ,örmüştü sırtındaki hırkayı,
üşümesin diye çocuk..? ‘
*
Köşeyi dönüyorum
Sıcak ekmek kokusu karışmış havaya
Buğulanmış fırının camları
Raflara dizilmiş ekmekler , gel de yeme !
Çocukluğumu anımsıyorum
Anamın gün doğamadan pişirdiği
ekmeklerin tadı damağımda ...
*
Bakıyorum, yine erken açmış ,
Ahmet Usta çay ocağını
Yedekteki su çoktan kaynamış, çay demini almış
Uzatıyorum elimdeki simitleri.
Kırış kırış olmuş yüzü aydınlanıyor, gülüyor dost gözleri
‘Gözler ‘ diyorum, ‘hep aynı kalıyor...’
Avunuyor insan, insanda...
*
Güneş doğuyor
Bir sığırcık sürüsü geçiyor başımın üstünden
İçim ısınıyor buz kırağı bir sabahta.
Alın terinin öyküsü düşüyor gönlüme.
Kelimeler üşüşüyor parmaklarıma
‘Hayat akıp gidiyor’ diyorum
Uyuyanlara
‘Zaman geriye bakmaz. Uyanın ! '
___________(11 .1. 2019 güncesi )
Hümeyra GünKayıt Tarihi : 12.1.2019 12:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiir mi bilemem de, şiirimsi bir duygu diyebilirim sadece... Yazmak iyi geldi ruhuma. Değişiyor her şey.Gerçek duyguların yerine aldı sanal duygular. Kimse birbirine dikkat etmeden yanından geçip gidiyor... Hoş , kimsenin birbirine ayıracak zamanı da yok... Oysa yüz yüze konuşmanın sıcaklığı, mimiklerin anlamı, hatta gerçek bir gülümsemenin içtenliği paha biçilir mi ? Çekinmeden akıtılan göz yaşına uzatılan bir mendil, dostça tutulan bir el ne çok değerlidir... Demem o ki ; *İnsan ,insanda avunur* Kaldırıp başımızı elimizdeki telefonlardan , karşımızdaki insana içtenlikle gülümseyelim. Bu, hem bize hem karşımızdaki insana, binlerce gülümseyen emojilerden, havada uçuşan renk renk kalplerden daha iyi gelecektir . İşte öylesine bir duygu...
Hikmetinden sual olmaz…
Gece ve gündüzün oluşturulduğu bir âlemde yaratmış yüce Yaratan.
Sadece insanları değil, bütün canlıları da buna uygun…
Uykusu kaçanlardan, erken kalkanlardan, geceyi gündüze katanlardan olmak ayrı elbette.
Her birinin kendine has makul ve geçerli bir sebebi mutlaka vardır. Kimi derdiyle muzdariptir, kimi ibadetiyle mücehhezdir. Kimi de kendinden bekleneni zamanında yerine getirmenin hazzını yaşama arzusundadır.
Sanırım, gönlü insanlık ve tabiat sevgisiyle dolu dolu olan gönlü güzel insanların günü, gün doğmadan başlıyor.
Üşüyenleri, işe gidenleri, sabahın erken saatinde işinin başında olanları, kahvaltı yapamadan evlerinden çıkanlara simidiyle yardımcı olanları görme fırsatı tanıyor kendine.
İnsanlığı, insanların gözünde, yüzünde, bedeninde görerek yaşamanın zevkini tadıyor. Kısaca insanı insanda buluyor.
Gerçek olan da bu zaten.
İnsanı, insanca insanda yaşamak…
.
Şekillermiş, renklermiş, resimlermiş; adına ne dediklerini pek de bilmediği o gülen, öfkelenen, göz kırpan hazır karikatüristlik resimler, adı emojiymiş, boş şeyler bence de…
Sanki ilk çağ insanıymışız gibi geliyor bana, bunları gördükçe.
Duvar resimleri.
Buz gibi.
.
“Bir tatlı tebessümün bin vuslata bedeldir
Gözlerin hayat verir, aşkın ise eceldir”
… sözlerinin yerini hangi emoji karşılayabilir?
Yani gözlerinin içindeki enerjiyle dolmak varken, yüze yansıyan çizgilerde, hareketlerde, mimiklerde gönül güzelliğini ve sıcaklığını hissetmek varken…
Emojiymiş… miş… miş…
…
Gün, önce insanların gönlünde doğra, gönül sıcaklığıyla insanları ısıtır.
Gününüz, dingin gönlünüzün sıcaklığında olsun.
Hareketli, bereketli;
Mutlu, sağlıklı ve huzurlu günler dileğimle…
Sevgi, saygı ve selamlar…
Hikmet Çiftçi
14 Ocak 2019
Hepsi de son derece yapıcı,nezaket kuralları içerisinde..Ben bu şiiri ard ardına birkaç kez okudum..Yine de hazzına doyamadım..İyiki varsınız dünyamızda sevgili öğretmenim..
Rabbim size sağlıklı uzun ömürler versin siz hep yazın..Yazın ki;gelen nesillerimizde nasiplensinler..
Emeğinizi canı gönülden kutluyorum..Nicelerine inşallah..
Selam,sevgi ve saygılarımla..
" İNSAN, İNSANIN ZEHRİNİ ALIR" ben de pazar sabahında, çayımı yudumlarken hem okudum hem de kendimi sizinle karşılıklı sohbet ediyormuşum gibi hissettim. Sevgili Hümeyra hanım tebrik eder, tebessüm yüklü yarınlar dilerim. SEVGİLERİMLE.
Düşünülmüşlüğün, sevgide iyice aydınlanmışlığın cömert fakat dengeli tınısını taşır gece gündüze.
Kişinin bir anını yakalar rüya olur.
Bu örgünün dokusuna işlemiş gibidir dua.
İnsanla ayrılmaz biçimde kaynaşmış bir dekor çayın demi.
Bardağın tutkun olduğu onun tutan eldir
Ve anlayışla yaklaşmanın ustasıdır gönül.
İnsan kendinden bıkmaz mı?..
Nedensiz gibi görünen savaşlar.
Başkalarının hayatını yaşayanlar kendinden sürgün edilmiştir.
Bu karmaşanın içinde çok iyi seçilmiştir yalnızlık.
Böylece de insan davranışlarının püf noktalarını çarpıcı biçimde sergileyiverir.
Eğitim öğretir mi, insanı insana?..
Nasiplendik elhamdülillah.
Aşkınız daim olsun.
Yüreğinize sağlık.
Allaha emanet olun.
Selam ve dualarımla.
Hoşça bakınız zatınıza.
TÜM YORUMLAR (7)