İnsan İnandığı Kabulü Yaşar
Okyanustaki balık sürüleri gibi oradan oraya küçük bir ürkütmeyle yönlenen bir toplumun şu an hangi yönde olduğunun ne değeri olabilir ki?
İnsanlar arasında görülen mücadele ve kavganın aslında bireyin kendi içinde olması gözlenmlenebilir! Şaşkınlığından ilah veya ilahları adına savaştığını sanması ise ahmaklık ve korku nedeniyle ilahlarına yaranmak isteğinden kaynaklı! "lailahe illallah" (İlah yok Allah var!) Bu ilahlar, insanlığı kontrol altına alan her şey olabilir. Gelenekler, ideolojik veya dinsel öğretiler, mecburiyetler, acizlikler ve zaafların tamamı olabilir!
Neden insanlığı sürükleyen, etki altına alan ideolojik veya dinsel öğretilerin nerdeyse tamamı “Orta Çağ” ürünü? Bu konuda ciddi düşünmek gerekmez mi? İlk çağlarda da muhteşem uygarlıkların var olduğunu biliyoruz! Hatta uzay çağı, bilgi çağı derken, bilinç çağına gelindi ama hala “Orta Çağ” dinsel veya ideolojik kalıplarında takılı kalmak niye?
Kuranı aslına sadık kalarak
farklı dizilişle kurgulamak mümkün! İniş sırasına riayet edilmediğine ve kurgu bilinçli veya bilinçsiz milyarlarca insan tarafından, kutsal kabul edilip, ibadet niyetiyle okunduğundan uygulama desteği elde edilmiş.Yani insanlar "Kurgu"yu kendi ibadet ve kabulleriyle yaşıyor! Bu kurguya itaat edince Cennet etmezse Cehennem karşılığıyla da kurguya itaati sağlanıyor! Önceden kurulanı yaşamak seçeneğini inancıyla kabul ediyor.
Kur’an denince aklımıza Fatiha Suresi ile başlayan dizimiyle basılmış bir kitap geliyor değil mi? Oysa Kur’an yaklaşık 23 yılda nazil oldu ve ilk sure “Alak” suresi “İkra” diye başlar. Kuran iniş, nazil oluş sırasına göre dizilirse “Alak” suresi başta olacak ve günümüzde “Kuranın şifresi” diye ortada dolaşanlar, başka şifreler aramak zorunda kalacak. Osman zamanında dizilip basılan mevcut Kur’an elbet harfi harfine doğrudur çünkü Kur’an indirilen makamca korunuyor. Yani her ayeti doğru ama sırası kurgucunun kurgusuna göre değişmiş! Hz. Muhammet zamanında tam manası ile yazılmamış ve sıralama da yapılmamış. Yani şu olmamış; sıralama ve ayetler O’na gösterilip bu şekilde basalım mı denmemiş. Zamanın imkanları el vermemiş elbet. Sonradan gelen halifeler de Ebubekir ve Ömer zamanında da basılmamış sıralanmamış. Ta ki Osman döneminde toplanıp basılması mümkün olmuş. Burada yapılan kurguya göre de günümüze gelmiş.
"Ben bu zaman ve zeminde, beşerin hayat-ı içtimaiye medresesinde ders aldım ve bildim ki: Ecnebîler, Avrupalılar terakkîde istikbale uçmalarıyla beraber, bizi maddî cihette kurûn-u vustada(Orta Çağ) durduran ve tevlaf eden altı tane hastalıktır.” Bediüzzaman Sait Nursi
Kuranın her dizilişi bir kurgu çünkü inişe göre kurgulanmamış. Çıkan mucizeler daha öndeden kurulmuş ve bu da her ne hikmet ise Batı'lılara yaramış!
İnsanlar arasında daha akıllı olanlar, aslında aklını verimli kullananlardır. Kadim bilgileri kullananlar geleceği "Kurgu"layabilir.Yani çok akıllı olması aklını doğru kullanmasıyla açığa çıkıyor. Bilinçli olanlar, bilinçsiz olanları kurgulayabilir ve kendi amaçları doğrultusunda yönlendirebilir, onları kendi tekamülüne araç yapabilir! Burada bir örnek vermek isterim; faraza zaman makinesi ile geçmişe giden birisi, vardığı zaman ve mekanın geleceği hakkında onlara kesin ve doğru bilgileri verip onlar arasında muhteşem bir makama sahip olabilir. Zamana göreceli çok eski çağlarda olsa “İlah” bile kabul edilebilir. Yakın zamana gitmişse “Kahin” ya da büyük üstat, din alimi olarak kabul görebilir. İsterse kendi bilgilerine dayanarak yeni bir öğreti bile kurar. Geleceğe giderse geri döndüğünde geleceği bilen bir kahin ya da alim oluverir! Örneğimiz aklımıza kapı açması içindi elbet, takılmayalım. Burada önemli olan şu; geleceği bilmekle geleceğe ait olayları kurgulayarak toplum içinde mevki edinmek mümkün. Yusuf peygamber rüya ilmi ile geleceği bilmiş ve Firavunun en gözde adamı oluvermiş!
Son tahlilde; herkes inandığı kurguyu yaşar! Madem insan için “İnsan”dan daha kıymetli bir varlık yok; çünkü “Ben” olmasam benimle alakalı hiçbir şey olmaz! Ne varsa benimle, bana göreceli olarak, benim algılamamla açığa çıkıyor. Dışardan telkin almaya proğramlı bir toplum asla kendi içsel potansiyelini kullanamaz. Eski köhnemiş ideolojileri hortlatarak da yol alınamıyor! Genelin kabulüne göre olan gelişmelerin yaşanması doğal sonuç. Yani önceden bilmek denilen şey aslında önceden "Kur"mak! Çünkü kurgu milyarlarca insan tarafından kabul görüp yaşanması için ibadet şeklinde kodlandı. Yani evrenden istendi.Ve istenen yaşanıyor.
Selametle;
Ahmet Bektaş
Kayıt Tarihi : 17.12.2012 14:42:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"Ben bu zaman ve zeminde, beşerin hayat-ı içtimaiye medresesinde ders aldım ve bildim ki: Ecnebîler, Avrupalılar terakkîde istikbale uçmalarıyla beraber, bizi maddî cihette kurûn-u vustada(Orta Çağ) durduran ve tevlaf eden altı tane hastalıktır.” Bediüzzaman Sait Nursi Kuranın her dizilişi bir kurgu çünkü inişe göre kurgulanmamış. Çıkan mucizeler daha öndeden kurulmuş ve bu da her ne hikmet ise Batı'lılara yaramış!
![Ahmet Bektaş](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/12/17/insan-inandigi-kabulu-yasar-yazim.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!