İnsan İnancının Esiridir
İnsan, inancının esiridir! O halde sadece kendine inan!
"Ene-l Hak" diyen bir insanın diğer insanlara bu söyleminden bir üstünlüğü olamaz; her insanın "Ben Hakkım" deme hakkı var ama "Ben elçiyim" diyen bu elçiliğinden dolayı diğer insanlardan itaat istemesi söz konusu! Yani pratikte “Hak” olan diğer insanlarla eşit ama “Elçi” olan diğer insanlardan itaat istiyor! Burası mühim.
“Ene-l Hak” konusunu biraz açmak isterim. Özneye dikkat etmek gerek. “Ben, Hak’ım” İle “Hak, Ben’im” aynı manaya çıkıyormuş gibi görünse de inceliği görmek gerek! “Ben, Hak’ım” ifadesinde “Ben” tarif edilir, özne “Ben”! “Kim” sorusuna “Ben” cevabı verilir; bu ifadede! “Hak Ben’im” demiş olsaydı, “Hak” özne olacak ve “Kim” sorusunun cevabı; “Hak” olacak idi. Yani “Ben, Hak’ım” diyen, kendi adına konuşur; konuşabilir! “Hak, Ben’im” diyen, “Hak” adına konuşur; konuşamaz! Kişi, kendi adına kendini nasıl görürse öyle tarif edebilir ama başkasını, “Bu anlamda” tarif etme, sınırlama yetkisi yoktur! Yani kendi sınırını kendi belirleyebilir ama başkasını kendi algısına, tanımına sıkıştırmaz! Yani “Ene-l Hak” (Ben, Hak’ım) denebilir! “Hak, Ben’im! ” ifadesinde sorun vardır! Hakk’ı kendi kalıbına hapsetmek gibi bir durum vardır! İlkinde kendini “Hak” kalıbına hapseder, diğerinde “Hak” kişinin kalıbına hapsedilmek istenir! “Bugün Ahmed benim” diyen Mevlana “Ahmed” i “Övülmüş” manasında kullanmış! Ahmed’in lügat manasında “Övülmüş” var! “D” harfi “T” şeklinde yerleşmiş! Mevlana burada “Bugün” ile “An” a işaret ediyor!
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.