İnsan-ı Kamil olmak Şiiri - Yusuf Tuna

Yusuf Tuna
16759

ŞİİR


122

TAKİPÇİ

İnsan-ı Kamil olmak

İnsan nefsinin inkârıyla beraber kalp pekâlâ da iman etmiş olabilir,
Fakat “kâmil mümin” olmak için bu yeterli değildir,bu yetersiz kalabilir.

Malumdur ki dinimizin kuldan istediği en önemli şey, gayba inanmasıdır,
Gaybı bilmeyen insanın duyularla öğrenemediğini biliyorum sanmasıdır.

Kur’an'ın haberiyle gaybın bildirilmeyen tarafı da var o Rabbin sathındadır,
Gaybın bilinmeyen tarafı sırdır, onun bilgisi sadece Cenab-ı Hak katındadır.

O’ndan başkası bilemez. İşte mümin, gayba inanan kimse demektir,
Kendisine bildirilene hiç tereddüt gütmeden inanan kimse demektir.

İman ya taklidî olur ya tahkikîdir,insanlar için imandan önce gelen şey candır,
Sadece çevreden etkilenip,ailesinden duyduğu gibi inanmışsa bu taklidî imandır.

Eğer inandığı şeyleri Kur’an’daki hakikatleri bize bildiren Hakkın Habibidir,
Tefekkür ederek inancını takviye etmişse, o zaman da tahkikî iman sahibidir.

Tahkikî iman sarsılmaz şekilde gerçekleşen imandır,iman gönül ile bütündür,
Buna istidlalî iman da denmiştir,tahkikî iman taklidî imandan daha üstündür.

Ancak her ikisinden de önemli olan Allah yolunda koşmaktır,
Esas olan şey ise Hakka inanıp “iman-ı kâmil”e ulaşmaktır.

Bir mümin araştırıp incelemek suretiyle önüne çıkan engelleri aşabilir,
İnsan gaybî delillere kalben inanarak, böylece tahkikî imana ulaşabilir.

Çünkü kâmil mümin olabilmek için uhrevi aleme varmak gerekir,
Var olan imanı ise sûrîlikten (şeklî olmaktan) kurtarmak gerekir.

O da emmare nefsin mutmainne makamına ulaşmakla olur,
Nefs unsurunun inkârdan imana dönmesiyle meydana gelir.

Böyle iman, tasavvuf erbabı tarafından “yakînî iman” diye nitelendirilir,
Havassın yani ariflerin imanı “yakîn” mertebesinde bir imandır denilir.

Böylece daha önce kalbi ile inandığı şeyi nefsi inkâr ederek alır,
Artık bütün zerreleriyle iyân (ihsan) derecesinde iman etmiş olur.

İnsanın nefsi inkâr ediyor olsa da imanı özde tutmuş sayılır,
İnsanın kalbi inandıktan sonra yine de iman etmiş sayılır.

Bu bile mümin olmak için yeterlidir ama Allah yolundan gitmesi gerekmektedir,
Ancak imanın kemali için kalbin imanıyla nefsin de iman etmesi gerekmektedir.

Bu noktada nefs muhasebesi ile terbiyesi büyük önem arz etmektedir,
Zira terbiye edilmemiş nefs, eğitilmemiş yırtıcı hayvan gibi gitmektedir.

Nasıl ki böyle bir hayvan yakınındaki insan için potansiyel bir tehlike ise,
Terbiye edilmemiş nefs mümin için aynı durumda olup zarar verir herkese.

İman zırhına bürünmemiş nefis,inkâr oklarına karşı fazla dayanmaz gidicidir,
Çünkü Nefs, Rabbimin esirgemiş olduğu dışında daima kötülüğü emredicidir.

Dolayısıyla nefsin imanı için atılacak en önemli adım nefsi terbiye etmektir,
Bu terbiyenin en etkili metotlarla yapıldığı yer ise tasavvuf okuluna gitmektir.

Bu arada ibadetleri hakkıyla eda ederek aşkla iman kalpte tutulmalıdır,
O zaman imanın hakikatine, yani yakîne ulaşılacağı da unutulmamalıdır.

Zira kemale ermemiş bir iman kurşun kalemle yazılmış yazı gibidir,
Üzerinden silgi geçtiğinde daha fazla dayanamaz, silinmesi tabidir.

Ama kâmil iman öyle değildir,o adeta tükenmez kalemle yazılmış yazıya benzer, Silginin üzerinden geçmesi onu etkilemez,bu ise gönüle kazınmış çizgiye benzer.

Biz hayat içinde Allah'ın emrettiği şekilde yaşayıp daima imanlı kalmayı dileriz,
Aynı zamanda Rabbimiz’den böyle huzur-u kalp ve iman-ı kâmil olmayı dileriz.

Yusuf Tuna
Kayıt Tarihi : 27.11.2015 16:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yusuf Tuna