İnsan Hakları ve demokrasi
“İnsan Hakları ve Demokrasi” nedir diye düşündüğümüzde, aklımıza ilk gelen düşünce, insanca yaşama hakkıdır, deriz. Bu düşüncenin hayatın içinde yer bulması anlamına baktığımızda, şunu görmekteyiz: İnsan Hakkı, insanın insanca yaşaması ve devletiyle olan ilişkisinin düzenli olmasıdır. Bu bakımdan baktığımızda, devlet vatandaşıyla bütünleşmişse, insan haklarının genel anlamda varlığından söz edile bilir.şayet,devlet vatandaşıyla bir takım gereksiz ve anlamsız girişim içine girmiş ise, orada insan hakkı aramak beyhudedir.Devlet yapması gereken sosyal ve ekonomik işlevi bir kenara bırakmışsa, o zaman neyi nerede aramaya başlarız.İşte bu zamanda oturup düşünmek ve bu olumsuzluğu nasıl aşarız diye mücadele vermemiz gerekir.İşte, temel insan hakkı bu olsa gerek, diye düşünüyorum. O zaman kendini vatandaşıyla bütünleştirmesini bilmeyen bir devlet, vatandaşından fazla bir şey bekleme hakkına sahip olmamalıdır.Böyle bir sistem içerisinde yönetilen vatandaşın, hiçbir zaman insan hakkından söz edilemez. Yaşadığımız tarihi süreçte bu kavramların yeni oluşumunun var olmasından da mutluluk duymaktayım. Çok önemli bir gerçeğin altını çizmek zorundayım. O da şudur ki, bilinmesi gereken ve sahip çıkılması mutlak olmalı bir durum vardır ki, o da İnsan hakları ve insanın kendisinin haklı olduğunu bilmesidir.Bu bağlamda genel bir değerlendirme yapacak olursak, olaya şöyle bakmamız gerekir: İnsanların içinde bulunduğu ırkı,dini,rengi, inanışı ve cinsiyeti ne olursa olsun, hiçbir ayırım yapmadan elde ettiği haklara sahip çıkması anlamında gerçekleşmiş olur.
Sizleri biraz gerilere götürerek, bu hakların nasıl elde edildiğini izaha çalışacağım. 1215 yılında, İngiltere Kralına sunulan” Manga Karta” belgesi, bir derece insan hakkı bildirgesi olarak sayılmaktadır.Bunu haricinde, bir diğer önemli bildirge Amerika’da yayınlanan bağımsızlık bildirgesidir. Bunu haricinde, Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik gibi kavramlar 1789 yılında gerçekleşen Fransız ihtilali sonucunda yayınlanan bildirgedir.
İkinci dünya savaşı sonrasında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda, kabul edilen ve 10 Aralık 1948 yılında yürürlüğe giren insan hakları beyannamesiyle duyurulmuştur.
Bildirgenin giriş bölümünde, aynen şu ibare yer almaktadır.O günkü genel Kurulun almış olduğu kararı aynen şu şekilde bütün dünyaya duyurulmuştur. Bütün uluslar kendi insanlarının temel haklarına saygılı olmalı ve insanlarını devletin hakim güçleri karşısında korumalıdır. Bu korumanın temel öğelerinden birisi de, hukukun evrensel değerlerine uygun hareket etmeli ve hukukun üstünlüğü ilkesi, birinci derece de hakim kılınmalıdır.
İnsan hakları bildirgesinde yer alan bir takım maddeler incelendiğinde, bizim anayasamızla bire bir örtüştüğü görülecektir. Ne var ki zaman zaman insan hakları ihlalleri, bizleri derinden yaralamıştır.Bu oluşumun meydana gelişi bir takım çıkar çevrelerinin genel menfaatlerinden kaynaklandığında bilinmesinde fayda vardır.Bu gün dünyada var olan 190 ülkeyi aşan devletlerin var olmasına karşın, insan hakları ihlalleri bir çok yerde devam etmektedir.Bu ihlallere son verile bilmesi, bütün dünyada demokrasiye geçilmesiyle mümkün olacaktır.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Herkesin okuması gereken bir yazı...
Okunduktan sonra da üzerinde düşünülmesi gereken bir yazı olmuş. İkinci Tam Puan Tekirdağ'dan.
Tebrik ediyor başarınızın devamını diliyorum.
Sevgi ve saygılarımla...
Dr. İrfan Yılmaz.
Mürsel bey
Duyralı yüreğinizi kutluyorum emeğinize Teşekkürler sevgiyle kalın
Size çok teşekkür ederim Mürsel Bey emek verip böyle bir yazıyı kaleme aldığınız için .Tüm insanlar özgür ve haklar bakımından eşit doğar.Yaşam, özgürlük ve kişisel güvenlik her insanın hakkıdır.Yüreğinize sağlık.ALAŞARA IŞIK
İnsan hakları bütünüyle tamamlanmış bir değer değil. İnsanlık varoldukça hakların nerede başlayıp nerede bittiği konuşulacak. Tabii herkesin mutabık kaldığı temel haklar vardır.
Aslına bakacak olursanız benim için hiç de fark etmedi. Niye dünyada bir gün insan hakları günü oluversin?..
Afrika’da milyonlarca insan açlıktan kırılırken, nerede kaldı insan hakları?..
Felluce’de evine bomba düşen aileden 4 yaşındaki Ayşe’nin yaşamını yitirmesi,
kardeşi Ali’nin ayaklarının kopması mıdır insan hakları, nedir?.. İnsan hakkı bunun neresindedir?..
İnsan hakları, insanın yaratılıştan sahip olduğu, var oluşunu ve aslî karakterini koruması ve sürdürebilmesi için gerekli, devredilmez, hiçbir durumda yok sayılamaz, olmadığında insanın eksik olduğu, uygulamakta ve kullanmakta kısıtlanamayacağı ilkelerdir.
Daha adil, insan haklarına daha fazla riayet edilen bir dünya için, yakından uzağa çalışmak
Dillendiren kaleminize tesekkür ediyorum Sevgili Hocam..Bu bakisin kapsama alaninda huzur vardir,Yüreginiz var olsun,, en derin sevgilerimle selamliyorum
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta