Eskiden,insanlar ilkel yaşardı,
Yıllarca,bu durum hep süregeldi;
İnsanlar arasında eşitlik yoktu.
Irk,cins,renk
Yerlilik,yabancılık
Farklılık koşuluydu.
Sınıf sınıftı insanlar.
Hükümdarlar,Krallar
Tanrı'sal ve kutsal kimlik sahibiydiler.
Hiçbir güç,
Onların yetkilerini aşamaz,
Onların sözünün üstüne
Hiç kimse söz koyamazdı.
Devlet Adamları da,
Hemen hemen
Onlara yakın yetkiliydiler.
Bir elleri yağda,
Bir elleri balda,
Rahatça geçinip gidiyorlardı.
Ama;
Zavallı halk çekiyordu
Memleketin bütün kahrını.
Savaşa giden o'ydu,
Vergi veren o'ydu,
Bin bir güçlükle
Ekip,üreten o'ydu..
Ne yazık ki,ürettiğini de,
Gönül rahatlığıyla değerlendiremeyen;
Ürünü,fazlasıyla elinden alınan,
Kendisine,kıt kanaat geçinebileceği bir miktar bırakılan,
Yoksulluk içinde kıvranan da o'ydu.
Bu adaletsiz anlayış;
Hemen hemen hep böyleydi
Dünyanın her yerinde.
Bu ayırım ve baskılara karşı
İlk hareket,
İngiltere'de görüldü,13.yüzyılda.
İngiliz Halkı,
Fazla vergi topladığı gerekçesiyle
Ayaklandılar krala karşı.
'Büyük Şart' denilen,
'Haklar Fermanı'nı kabul ettirerek
Bazı haklar aldılar kraldan.
Sonra;
İspanya,Fransa ve Rusya'da,
Yöneticilere tanınan Tanrı'sal haklara karşı;
Ülkenin aydın insanları,
Halkı bilinçlendirecek
Yazılar yazdılar,
Konuşmalar yaptılar..
Bilgi ve bilince dayanan bu uyanış
İnsanların,
Özgür ve eşit olduklarını,
Kendi kendilerini
Yönetebilme hakkına sahip bulunduklarını
Ortaya koydu..
İnsan haklarıyla ilgili
Bu bilinçlenme ve çalışma,
17.Yüzyılın sonlarında
Tüm dünyada görülmeye başlandı.
Amerikalılar'ın 4 Temmuz 1776'da,
İngilizler'e karşı ilan ettikleri
'Hürriyet Beyannamesi';
Fransızlar'ın,
1789'da ilan ettikleri
'İnsan Hakları Beyannamesi',
Bu uyanışın
Önemli örnekleri oldu.
19.Yüzyıldan sonra,
İnsan hak ve hürriyetleri
Oldukça genişlemeye başladı.
1.Dünya Savaşı'ndan sonra,
Bireysel ve toplumsal haklara,
Pek çok ülkede
Geniş yer verildi..
Çoğu ülkeler;
Bu hakları,anayasalarına alarak
Yurttaşlarına tanıdılar.
2.Dünya Savaşı'nın başında yayınlanan,
'Atlantik Beyannamesi'nde
İnsan hak ve hürriyetlerine
Geniş yer verildi.
2.Dünya Savaşı'ndan sonra ise,
Bireylere,
Daha geniş
Hak ve hürriyetler tanındı.
Birleşmiş Milletlere üye ülkeler,
10 Aralık 1948'de Paris'de,
Temsilcilerinin oluşturduğu komisyon toplantısında,
'İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni kabul ettiler.
Böylece;
İnsan haklarında
Yeni bir çığır açıldı..
Daha çok,
Bireysel özellik taşıyan bu haklar;
Kanunlar karşısında eşitlik,
Kişi güvenliği,
Düşünce,inanç ve vicdan özgürlüğü,
Mülkiyet hakkı
Ve çeşitli siyasi haklardı.
19.Yüzyılda,
İnsan hakları hareketleri
Daha çok,
'Sosyal Eşitlik' merkezine yöneldi.
Bu düşüncelerle,
İnsan hakları kapsamı genişledi.
'Sosyal devlet','sosyal haklar' gibi
Kavramlar doğdu.
Bunlar:
Sosyal güvenlik,
Hakça ücret,
Çalışma koşulları,
Sağlık hakları
Ve eğitim hakları..
Daha iyi yaşama özlemiyle ilgili
Bu gelişmelerle;
Devletin;
Sosyal eşitsizliklere müdahale etmesi,
Çalışanları;
Sosyal ve ekonomik yönden desteklemesi
Sağlandı.
20.Yüzyılda ise;
İnsan hakları;
Daha değişik boyutlara ulaştı.
Bu dönemde,
İnsan hakları;
Bütün insanlığı ilgilendiren:
Barış hakkı,
Sağlıklı ve dengeli bir çevrede
Yaşama hakkı,
Dayanışma hakkı
Olarak
Ortaya çıktı.
20.Yüzyılın sonlarında ise,
İnsan hakları;
Tüm dünyada
Tüm insanları
Ve
Düşünce adamlarını ilgilendiren
Bir konu olarak;
Yeni açılımlara,
Yeni anlayışlara yöneldi.
Türkiye'de de;
İnsan hakları alanında,
Geç de olsa,
Çalışmalar yapıldı..
1839'da ilan edilen 'Tanzimat Fermanı'
İnsan hakları alanında
İlk belge sayılır..
Bu belgeyle,
Halkımıza;
Az da olsa
Yeni haklar tanındı.
Padişahların,
Bazı,önemli yetkileri kısıtlandı.
Tanzimat Fermanını,
1856'da;
'Islahat Fermanı'
Ve
1.Meşrutiyet'in ilanı izledi.
Bunlar;
İyi girişimler olmakla birlikte,
Tam olarak
Hayata uygulanamadı.
Her alanda olduğu gibi
İnsan hakları alanında da,
Ciddi çalışmalar
Cumhuriyet döneminde
Yapılmaya başlandı.
Ülkemiz,
'İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'ni
İlk benimseyen,
Altına ilk imza atan
Ülkelerdendir..
Bu bildirinin çoğu ilkeleri,
1961'den bu yana
Anayasamızda yer almakta..
Ülkemizde;
Demokrasinin gelişmesine paralel olarak,
Yurttaşların,
Her alandaki özgürlüklerini,
Temel hak ve hürriyetlerini
Rahatça kullanabilmeleri için;
Gerekli ortam
Hızla sağlanmaktadır.
Demokrasi geliştikçe,
Bazı küçük sıkıntılar da
Ortadan kalkacaktır..
İnsan Hakları Avrupa Komisyonu,
İnsan Hakları Avrupa Divanı,
Uluslararası Af Örgütü
Ve,
Türkiye'de,1986 yılında kurulan,
İnsan Hakları Derneği,
İnsan hakları konusunda
Çalışan kuruluşlardır..
İnsanlar;
Hür doğmalı,
Birbirlerini severek,
Birbirlerini sayarak
Daima hür yaşamalı..
Ne mutlu,insanları sevenlere;
Ne mutlu,insanları sayanlara;
Ne mutlu,insanlığın mutluluğu yolunda
Bıkmadan,yorulmadan hizmet üretenlere! ..
Kayıt Tarihi : 14.12.2007 22:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!