Sizlerle havadan sudan konuşmak
Güzel anılarımı paylaşmak isterdim
Taralarda diz boyu başakları
Havada uçuşan kelebekleri
Islandığım yağmurları
Dereleri çağlayanları
Beyaz bir tuvale dökmek isterdim
Köyümün imece günlerini
Neşeli harfana gecelerini
Köy okulunun bahçesinde koşuşan
Siyah önlüklü beyaz yakalı öğrencilerin
Neşeli haykırışlarını paylaşmak isterdim
Küslerin barışmasını
Sevgililerin kavuşmasını
Eski günlerin neşesini
Sevinçlerimi paylaşmak isterdim
Heyhat!..
Dönebilir misin yaşamın gerçeklerine sırtını
Olanları görmezden gelebilir misin
Uzayın derinliklerinde gelecek ararken insanlık
Sen karanlığına teslim olabilir misin
Ana doğurduğunun
Toprak doyurduğunun zulmüne uğruyorsa
Açık ‘zindan’ yeri olduysa yurdun
Kumpaslar, tuzaklar kuruluyorsa hergün
Özgürlüğe susamış yürekler
Adalet adalet diye haykırıyorsa
Yangın yeriyse her yer
Sen yanmadan kalabilir misin
Esaret altında bir ömre katlanabilir misin
Ömür dediğin şey nedir ki
Bazen farkındasın
Bazen farkında bile olamazsın
Akar gider, su gibi
Bir bakarsın an gelir
Kesilir sesin soluğun
Hazanda savrulan yaprak misali
Düşersin toprağa
Ne sevincin kalır sevdiklerinle paylaştığın
Ne de katlandığın acılar
izi kalır yalnızca Sevenlerinin belleklerinde
Acı tatlı hatıraların
İnsanız biz
İyi hallerimiz vardır
Severiz, seviliriz
Özlem duyar, acı çeker ağlarız
İnsanız biz
Kötü hallerimiz vardır
kızarız bazen
Dilimiz diken olur
Maksadı aşar kalp kırarız
Sevgisizlik sarar her yanımızı
Kin ve nefret dolar içimize
Acı çektirir, yakar yıkar kül ederiz
Ezeli bir kavga içindedir
İyi yanımızla, kötü yanımız
Bazen içimizdeki iyiliği çoğaltır
İnsan gibi insan oluruz
Bazen de kin ve nefret kusar
Kötülüğün fevkine bayrak açarız
İnsan olduğunu çıkarma aklından
Ben insanım diyeceksin
İçindeki sesi duyacaksın
İyilerin yanında saf tutacaksın
Kötülüğe teslim olmak yok
İnadına, inadına seveceksin
Taşı-toprağı, havayı-suyu, börtü-böceği,
Dalında açan çiçeği, pır pır uçan kelebeği
Doğayı seveceksin
İçindeki tüm canlılarıyla birlikte
İnsanı seveceksin
Doğurduklarının zulmüne uğrayanları
İliklerine kadar sömürülenleri
Emekçileri seveceksin
Yerinden, yurdundan edilenleri
Göç yollarına düşenleri
Zulme boyun eğmeyenleri
İnsanlık düşmanlarına inat
Direnenleri seveceksin
Sevmek İnsan gibi yaşamak demektir
Sevmek emek vermektir
Sevmek yüreğini ortaya koymaktır
Yaşın yirmi, otuz, elli mi
Altmış, yetmiş sonu belli mi, fark etmez
Yolun sevgi yoludur, aşk yoludur,
Yolun özgürlük yoludur
Yolun uzundur
Bir ömre sığdıramazsın
Yorulacaksın, zorlanacaksın
Şikâyet edip, keşkelere sığınacaksın
çaresizliğinde sol yanına döneceksin
Yüreğin seni dinleyecek
Sen yüreğinin sesini
Umutsuzluk yok
Baharın gelişini
Güneşin doğuşunu kim engelleyebilir
Yeter ki sen yüreğini kavi
Umutlarını diri tut
Yeter ki sevgiyi çoğalt yüreğinde
Sev ki, dünya değişsin
Sev ki dünyamız güzelleşsin
Bir bir silinsin kötülükler
O zaman ömür dediğin şey
Dere olur, ırmak olur, sel olur
Ilık bir sevda gibi akar
Barışın özgürlüğün kalbine
Tut ki bir lahza ömrün kaldı
Ömür dediğin şu andır deyip
Dolu dolu yaşayacaksın
Ne geçmişin yasını tutacaksın
Ne ana saplanıp kalacaksın
Güzel bir geleceğin düşünü kurmaktan
Asla vaz geçmeyeceksin
Yaşamım önemlidir
Yaşamdan öğrendiğim şeyler var diyeceksin
Yağmur olup çöllere yağacaksın
Nehir olup denizlere akacaksın
Ormanların derinliklerine
Göğün maviliklerine
Adeta doğaya karışırcasına yaşayacaksın
Göreceksin o zaman
Ömrün tükenmesi değildir mesele
Ömrün nasıl tüketildiğidir önemli olan
Seçimini yapacaksın
Ya olguların bir nesnesi olacak
Bir ömür tüketeceksin
Ya da kötülüğün karşısına sevgiyi çoğaltıp
İnsan gibi yaşadım diyeceksin
Güner Demirci / 22/03/2023
Kayıt Tarihi : 28.5.2023 22:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!