İnsan denen canlı Şiiri - Yüksel Şeker

Yüksel Şeker
1482

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

İnsan denen canlı

Çocukluk dönemimizde bir akrabamız vardı onlara gitmeyi hiç istemezdik. Ne zaman evlerine gitsek kendimizi robotik bir yaşama mahkum etmiş bulurduk. Koltuklara oturma kirlenir, onu yapma bozulur, bunu yapma kırılır diye diye bizi hayatımızdan bezdirir, geldiğimize bin pişman ederdi. O yüzden biz de hiç gitmek istemezdik, hatta bayramlarda bile. Düşünün oyuncaklarla bile oynamamıza izin vermezdi. Diyeceğim evindeki en ufak eşya kadar değerimiz yok diye düşünürdük.

Bu özellik sadece o akrabamızda var sanıyorduk. Meğerse o kadar yoğun ve çok olmasa da neredeyse hepimizde varmış. Biraz örnekleyerek açıklayayım. Evimize özene bezene koltuk takımı alırız sonra o beğendiğimiz koltuğun kumaşı eskimesin diye ya koltuk örtüsü yaptırırız ya da üstüne kumaş sererek kullanırız. Pek çoğumuzun evinde bir dolabın içinde belki de hala kullanmadığımız ya da çok az kullandığımız porselen tabak çanağımız olduğu gibi gümüş kaplama çatal kaşık takımımız mutlaka vardır. Aman eskimesin kırılmasın yarın bir gün özel bir gün de kullanırız diye diye yıllarca dokunmadığımız.

Hadi biraz daha derinlere çocukluğumuza doğru inelim. Pek çoğumuz sofrada yemek yerken masaya bir şeyler devirerek dökmüşüzdür ama su, ama çay, ama meşrubat. Kaçımız bu dökme olaylarında büyüklerimizden zılgıt yemedik. Neredeyse hepimiz o zılgıttan nasibimizi almışızdır. Sonra da çocuğumuz olduğunda aynını çocuğumuza yapmışızdır.

Bu yazdığım örnekleri biraz düşünerek hepimiz çoğaltabiliriz değil mi.? Farkında olmadan insandan ziyade eşyaya daha çok değer veriyoruz. Bu çoğu zaman istemsiz yaptığımız şey. Sonradan pişman olsak da yapmaktan kendimizi alıkoyamadığımız şey.

Ata sözümüze bakın 'Mal canın yongasıdır' diyor. Aslında bu söz ne güzel açıklıyor bizi ve ne güzel özetliyor bu yazdıklarımı değil mi ? Şöyle bir düşünürsek, Yaşantımız ve bu yaşantıda yaşadıklarımız bunun nedenini açıklamaya yeterli olabilir. Pek çoğumuz yokluklar içinde büyüdük. Bugün ki halimize gelene kadar pek çok zorluk yaşadık. Zor kazandık. O eşyaları bin bir zorlukla elde ettik. Büyük olasılıkla bu zorluklarla büyümemiz eşyaya olan bağımlılığımızın ana nedenidir.

Cep telefonumuza verdiğimiz önemi şaka ile karışık anlatan bir kara komedi mizahimiz vardır. Hepimizin bildiği. Cep telefonu arka cebimizdedir otururken bir trak diye ses duyar ve hemen ardından o kara komik sözü söyleriz 'Umarım belim kırılmıştır'. Bu kara komik söz mizah gibi gelse de aslında kısmen bizi de tanımlayan eşyaya bağımlılığımızı anlatan bir sözdür.. Ya da en azından büyük çoğunluğumuzu.

Bazılarımızda bu eşya bağımlılığı tedavi edilmesi gereken psikolojik hastalık boyutuna kadar çıkmıştır. Bazılarımızda yüzeysel kalmış Bazılarımızda ise zor da olsa yenilerek yok olmuştur. Şimdi kendimize bir soru sormanın zamanı. Biz ne durumdayız?

Ben şöyle düşünüyorum. İnsandan çok eşyaya değer veren insanlar Eşya karşısında insanlara karşı kalplerini de kullanmayı unutuyorlar. Unutmasalar insanı değil, eşyayı kırmayı tercih ederlerdi.

Son söz...
Pek çoğumuzun küçükken 'Bir kaç numara büyük olsun, büyüyünce de giyersin.' diye alınan kıyafetler gibi hayatlarımız var;
Doğru düzgün kullanamadan/yaşamadan geçip gidiyor...!!!

Yüksel ŞEKER

Yüksel Şeker
Kayıt Tarihi : 26.7.2021 11:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yüksel Şeker