Tabii ki yaşayacağız özlemeyi, özlenmeyi bu hayatı sindire sindire... Güneş doğuşuyla her gün yeniden başlayıp, umutlarımızın peşinde sürükleneceğiz. Her özlediğimizde yaşama sevincimizin kat kat arttığının da farkına varmadan.
Sahi ya insan yanındakini nasıl özler? Aslında uzaktaki özlenmez mi? Anne, baba, kardeş, sevgili, memleket vs. Özlemek eğer kısa bir ayrılıktan mecburi hasretten ibaretse sevgiye sevgi katar karşılıklı duygularınızı ister mektupla ister telefonla isterseniz gözlerinizi kapatarak ve onu düşünerek rahatlıkla anlatırsınız siz sevgilisinizdir. Mecburi ayrılığınız bitince kavuşacaksınızdır. Ama birde severek ayrılmışsanız sevdiğiniz başka şehirde de olsa yan sokağınızda da ayrısınızdır özleminiz arttıkça artar hasretinizi ne bir mektup ne bir telefon yeter anlatmaya ne söyleseniz boştur işte asıl özlem hasret budur bir gün ölümde yada yaşamda kavuşmayı düşünüp acılarınızı dindirmeye çalışırsınız.
Ama gel gör ki yanındaki.. Özlemin en acı olanı, içini en çok yakanı da nedir biliyor musun? Yanındakini özlemek! İnsan yanındakini nasıl özler ki? Öyle bir özler ki bakar göremez, dokunmak ister sanki elektrik çarpacakmış da ondan korkar... Özleten yanındaysa özlenir işte... Öyle özlenir ki, o özlemi bastırmak için sık sık yanından uzaklaşılır. Çünkü, ona olan özlem dışa vurulamaz. Feryat edilemez. Hatta onunla onu özlediğini bile söylenemez. Şöyle oturup bir-iki kadeh içip içini bile dökemezsin. Sanki derin bir çukurun içinde debelenirken başında elinde silahla bekler bazen. Bir de bakmışın ki bir elini uzatmış. Umutla uzatırsın elini.. öbür eline sakladığı bıçağı görmezden gelip, ölümü doğal karşılarsın. Ölümün zamansız olmadığına inanmaya çalışarak… Alırsın onca elektriği ama veremezsin bir türlü… Özlersin en derinden en yakınını… Çünkü ya sen çok fazlasın ona, ya da hiç.
Artık o kadar çok özlersin ki, biraz da özlenmek için çekilirsin kabuğuna. Ne mi olur? Saklambaç oynarken, sen herkesin seni aradığını zannederek zor bir yere saklandığında, oyunun bitip herkesin eve dağılması gibi; Sen saklandığın yerden çıktığında oyunun çoktaaan bitmiş olduğunu görmen gibi… Sonra canın bir kez daha yanar derinden. Canımızı yaksa da, gözümüzü acıtsa da, yolumuza çıksa da işaretsiz bir kavşak her yerden tabii ki devam edeceğiz her zaman özlemeye... Özlemem diyemezsin, çünkü sen ya kurduğun hayalini yaşamıyor, ya da yaşarken hayal kurmuyorsun.
Katıksız bir acı çekmek. en kötü tarafı acaba özlediğiniz kişi de sizi özlüyor mu diye düşünmek ve olumsuzu düşünüp daha fazla acı çekmek..
Olmayacak yada olması ihtimali düşük bir şeyi olacakmış gibi kabul etmektir. aslında zihnin vücuda oynadığı bir tür oyundur, hallüsinasyondur. Koca bir yalanın başlangıcı ve sonudur. önce umut etmekle başlar her şey sonra yavaş yavaş umut edilene inanılmaya başlanır. Umutlarınızdaki mutluluk kisvesi halihazırdaki duruma ve/veya şahsa uyarlanır. Sonra bir müddet geçince aradan anlaşılır ki zorla giydirilmeye çalışılan elbise olmuyordur, duruma ve/veya şahısa. mutluluğun da kaderi bütün dar elbiseler gibi ya tamir için terziye gitmesi yada çöpe atılmaktır. Tamirciden dönen elbise muhtemelen çöpteki yerini bulacaktır. Geriye kalan da eski mutluluğun gittiği yerden gelen yeni umutlar olacaktır. Bu da anlaşılıyor ki özlemenin diğer adıdır ve yaşama tutunma çabasıdır. şartlar ne olursa olsun hayatta kalabilmek için yapılması gereklidir.
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevda hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde
Rastlardım avluda hep volta atarken
ÖZLEMEK GÜLMEYİ SEVMEYİ SEVİLMEYİ
ÖZLEMEK DEĞER VERİLDİĞİNİ BİLMEYİ
YÜREĞİNİZE SAĞLIK TEBRİKLER
bir çiçek açar yanı başında. hatta göğsünde. yıllarca beslenir. yaşamak için neye ihtiyacı varsa yıllarca katıksız beslenir.
nefes alıp vermek yaşamakmıdır sence?
sonra hiç hesaba katmadığın o can yakıcı dikenleri.
yine aldırmazsın ve çektiğin acıyı hissetmezsin bile.
yarınlar, umutlar, tohumlar. v.s. v.s.
sonraları sinsi bir düşman gibi yatağının bir ucu buz tutmaya başlar.
ve zaman durmaksızın ilerler. farkında bile değilsindir ki!
o buz salkımları tüm vücudunu istilak etmiş.
ne yazık ki sıcaklığın, ne aşını ne de yatağını paylaştığın o insandan buz taneleri olarak senin en hassas yerinden vurarak geri dönmüştür.
işte....
yine beton duvarlarla karşı karşıyayım.
ne zaman kapıyı çalsam içimdeki biz sızlıyor.
yine gözlerin kurşun
yine dudakların kurumuş
ve yine ben hala aynı ben....
sakın beni bana sorma.
bir kez aynaya bak.
ömründe bir kez hiç olmadığı gibi bak
benim sana baktığım gibi
bir kez dokun solgun yanaklarına
ve bir kez ben ol.
söyle???
söyle haydi??
ne görüyorsun söyle??
SÖYLEEEEEEEEEEEEEEE.......
Uzatsam ellerimi, titrek
Benimle dost olur musun?
diyemiyorsam eğer
küllenmez elbette
sönmeyen töz
harlanmasa da içimdeki köz
Şüphem yok orda, orada
'Ulaşılamayana özlemde'
Yalnız suç bende mi
be güzel insan
değil elbet
yoksa cesaretin,
cesaretim // Dostluk Ey Dostluklar Hey, şiirimden.
ve dost, yanıbaşımızdakilere sessimiz yetmiyor,
erişemiyorsa ellerimiz: ölümdür birazda özlem!
Rapor
acı hayata karşı iç çekişse...
aşkta iç geçiriş...
sonuç ulaşılamayana özlem.
Nurten Aktaş
Çok boyutlu bir yazı.Sevmenin sorumluluğu ve bir daha geri
almamacasına dolu dolu seni seviyorum demek ;cesurca
Öyle komutanlar var sevgilisinin elini tutarken titrer silah
tutan eli.Gönül işi,pişmanlık duymadan sevgiyle bağlanmak
yanındaki de olsa zor çelişkiler,güvensizlikler...acı hayatın
başka yüzü.Sayın şair güzel bir yazı,tebrikler
Bir şiirimde;
'Gurbetteyim diye üzülme gönül,
Sılada gurbeti yaşamak da var.'
demiştim. Tıpkı insanın yakınındakini özlemesi misali, sılada gurbeti yaşamak da var.
Tebrik ve selamlarımla...
ÖZLEMEK... YAŞAMIN EN ÖZEL DUYGUSU. ETİ BİLE KALMAMIŞ BABACIĞIMI ÖZLERKEN ONUN BİR ZAMANLAR DÜNYADA OLDUĞUNU VE GİTTİĞİNİ UNUTUP SANKİ DAĞ ARDINDAYMIŞ GİBİ YANIYOR YÜREĞİM. HAYAT İŞTE. PAYLAŞIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.
bir çiçeği düşünürken ürpermek yok
gülmek umut etmek özlemek
ya da mektup beklemek
gözleri yatırıp ıraklara
Katıksız bir acı çekmek. en kötü tarafı acaba özlediğiniz kişi de sizi özlüyor mu diye düşünmek ve olumsuzu düşünüp daha fazla acı çekmek..
ve suusyorum söze hacet kalmamış ki...kutlarım papatyalar yüreğinize
Katıksız bir acı çekmek. en kötü tarafı acaba özlediğiniz kişi de sizi özlüyor mu diye düşünmek ve olumsuzu düşünüp daha fazla acı çekmek..
BEN BU CÜMLENİN KIYILARINA YANAŞIP SUSSAM....
BAZEN ACI ÇEKMEK DAMARLARIMIZI KURUTSA DA SANIRIM YAŞAMA AÇILAN PENCEREMİZİN EN GERÇEK RENGİ OLUYOR.....
TEBRİKLER ŞAİR....
TEBRİKLER
SELAM VE DUA İLE
Yakınımızdakiler kendini uzağa,hatta kendinden uzağa attıkça,hani mum dibine ışık vermez misali, bizi aydınlatmadıkça,Özlenir dostum,yanımızda var olan ama kendi yok olan insanlar özlenir,gurbettekilerle kavuşulurda onlarla kavuşulamaz,ciddi ve güzel olduğu kadar anlamlı bir konuya dikkat çekmişsin ,yüreğin hakettiği kavuşmalarla mutlansın ,dost köylüm,adam gibi şair dostum
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta