Beynim yine gecenin bir saati düşünce fırtınasına yakalandı. Çaresiz açtım bilgisayarımı başladım yazamaya. İyi de ne yazacağım? Oysa yazacak o kadar çok şey var ki. Her konuda her insanın düşüncesi de o kadar farklı ki. Dolayısıyla benim yazacağım konuda da herkes farklı düşünecek. Ama olsun, ben içimdeki yalnızlık fırtınasından kurtulup geceyi sabaha bağlayayım yeter.
Hani bir insanın hayatında ne eksikse hep o konudan bahsedermiş ya işte benim ki de o olsun. Konumuz yine sevgi. Herkesin vakıf olduğu ama bir türlü içerisinden çıkamadığı bazen içerisinde hapsolduğu bazen kaybolduğu kimine göre saçma sapan kimine göre hayatın gerçeği kimine göre yaşamın ta kendisi.
İyi de bir başkasını ne için sever insan? Huzurlu mutlu olmak için mi? İyi de sevdiğine ulaşıp da mutlu olamayıp ayrılan milyonlarca insan var. Peki, o zaman neden sever insan?
Galiba bendeki cevabı: bir insan başkasını kendisini bulmak için sever. Yani insan bir arayış içerisindedir, kendisini arar. Allah insanı yaratırken birçok organını çift yaratmıştır. Göz, kulak böbrek burun delikleri, eller, ayaklar hatta el ve ayaklardaki parmakların bile karşılığı diğer el ve ayağındadır. Oysa insanda tek olan şey kalptir. Peki, Allah kalbi neden tek yaratmıştır. İşte insan hep karşı cinsteki kalbini, ruh ikizini aramaktadır. Onu bulduğunda da kendini bulmuş, kendini tamamlamış olur.
Hayatta pek çok eksiklerim hatalarım olmuştur. Hatta bana göre hala bir baltaya sap dahi olamadım. Hatalarımdan hiç ders de almadım, hiçbir şey öğrenemedim. Cehaletin doruklarında egomun esareti altında bir tek sevmeyi öğrendim. Ama o da yine egomun esareti altında. Çünkü sevdiğim ne ise ona sahip olmalıydım. Yani benim için sevmek sahip olmakla eş anlamlıymış. Sonra anladım ki sevmeyi dahi yanlış öğrenmişim.
Oysa sevmek sahip olmak değil, sevdiğini mutlu görmek, onu mutlu edebilmekmiş. Onun hayatını kolaylaştırmak, yardıma muhtaç olduğu anlarında yanında olmakmış. İnsan ancak bir başkasını mutlu edebildiği sürece mutlu olabiliyormuş. İnsan, ancak sevdiği mutlu olunca mutlu olabiliyor o huzurlu olunca huzurlu olabiliyormuş. Bunu da yaşayarak hatalarımdan dersler çıkararak öğrendim.
İnsan sevdiğini çocuk saflığında kaybetme korkusuyla sevmeliymiş. Menfaat gözetmeksizin, kar zarar hesabı yapmadan canının yanacağını bilmesine rağmen eğer sevdiği mutlu olacaksa ona veda etmeyi bile göze alabilmekmiş. Sevdiğinin her derdine her cefasına katlanmak, onun için ölmek yerine onun için yaşamayı göze almakmış.
Sevginin tarifini yapmayacağım çünkü herkese göre değişiyormuş bunu da yaşadıkça öğrendim. Kim bilir hala da öğrenecek çok şeyim var. Hani derler ya para mutluluğa ulaşmak için bir araçtır. İşte huzura mutluluğa ulaşmak için de sevgi bir araçtır. Aradaki fark parayla bazı şeyleri satın alabiliyorsunuz ama nedensiz sevgiyi yani gerçek sevgiyi satın alamıyorsunuz. Sevgi de şarta ve nedenlere bağlı olacak olursa sevgi olmaktan çıkıp bir metaya dönüşebiliyormuş.
Oysa herkes sevgiyi zaten yaşıyor ama kimi farkında olarak kimi farkında olmadan. Kimisi de ancak kaybettikten sonra anlayabiliyor sevgisini. Bir de ihmal edilen sevgiler vardır ki o en tehlikelisidir. İhmal edilen sevgiler zamanla kine nefrete de dönüşebiliyor. Çünkü sevginin olmadığı yerde küslük de olmaz. Adı üzerinde küslük. Yani tanıdığın bildiğin sevdiğin biri olmalı ki küsmelisin. Yoksa onun adı küslük olmaz. Kinin de nefretin de başlangıç noktası yine sevgidir ama zamanla azalmaya başladığında ya da sevgilide beklediğini bulamadığında ya da ihanet uğradığında kandırıldığında aldatıldığında sevgi yerini başka şeylere bırakıyormuş.
Ben yine boyumdan büyük konulara girip ahkâm kesmeye kalkıyorum. En iyisi ben daha fazla ukalalık yapmadan bu yazımı burada s9onlandırayım. Yoksa bu yazı da bazılarının sevdası gibi arapsaçına dönüşecek.
Herkesin kalbinin sevgiyle çarpması duasıyla sevgi saygı ve selamlarımı sunuyorum. Sürç-i lisan etmişsek af ola…
©
24 Eylül 2024
01:53
Kayıt Tarihi : 15.11.2024 02:21:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!