Ufaktım, ufacıktım, çiçeği burnunda bir çocuk
Başıma dokunmamıştı henüz öyle sıcacık
Gönül yelkenini açan kavak yeli
İlk defa oyuncağım olmuştu fakat
Sevincim yüzüme yansımıştı besbelli
O an dünya benimdi, benimdi sokak...
Yok, yalan
Benim değildi dünya, sokak falan
Tüm alan
aşağılardan gelen
komşununda, kafası yelli...
Hangi ayağı sağ, hangisi sol - değildi belli
Öylesine içmişti adam!
Ve benim gözyaşlarıma hiç aldırmadan
ezdi geçti oyuncağımı.
Yıkıldı başıma küçümencik dünyam
Fidan olup boy attı o noktada zamanla acım
Yel estikçe fısıltısını işittim hep dalında
milyonlarca günahsız çocuğun:
- Beni ezme abi
ben de insanım
ben de insanım!
Ve her defasında dondu damarlarımda kanım
Ve canlandı defalarca hayalimde
ağlayan oyuncağım!
Anı ağacım büyüdü benimle birlikte aynı yerde
Yaşam tiyatrosu oynandı bunca yıl perde perde
Bir şifa bulunamadı içimde katmerleşen derde!
Oyuncağımı ezen amca hep bu yolu dövdü senelerce
Geçen gün tabutu geçti son kez buradan...
Yanına yaklaşmadım, şöyle baktım yalnız uzaktan...
Beni en çok üzen bu tabuttaki adamdı
Zulmüyle kaldı gözü yaşlı belleğimde
Elenmişti o da nihayet fani feleğin eleğinde
Oysa kendini hep hiç ölmeyecek sandı
Elfatiha! Öldü işte! O da insandı!
Naim BAKOĞLU
Naim BakoğluKayıt Tarihi : 9.2.2010 22:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!